AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Muhammed Ali Kaya, geçen yaz göreve getirilmesinin ardından yaptığı çarpıcı açıklamalarla gündem olmayı başaran Eskişehir’in siyasetinde yeni bir yüz…

Hatırlarsanız geçen yaz AK Parti gergin bir dönem geçirmiş bu sürecin sonunda da İl Başkanı Gürhan Albayrak’ın “çocuksu hareketler yapıyorlar” dediği Tepebaşı İlçe Başkanı Emre Aydın ile Odunpazarı İlçe Başkanı Ümit Sezer istifa etmişti. Çifte istifanın açıklaması ise Albayrak’la “istişare yapamama ve görüş ayrılıkları” olmuştu.

Uzun süren mülakat ve istişareler sonucunda Tepebaşı’na Muhammed Ali Kaya, Odunpazarı’na Engin Vural başkan olarak getirildi. Şimdilik görünen o ki bir dizi anlaşmazlığın ardından özel olarak seçilen ve siyasi üslupları birbirinden farklı olan üç başkan arasında uyumlu bir iletişim sürdürülüyor.

*

Gürhan Albayrak kent genelindeki konulara hızlı giriş yapan aktif bir tarz oturturken Engin Vural Odunpazarı’nda şimdiye kadar yapılan kavgaların kaybettirdiğini düşünerek daha ılımlı söylemlerde bulunuyor…

Muhammed Ali Kaya’nın siyasi tarzı çok daha farklı… Tepebaşı’nda daha önce görülmemiş şekilde agresif davranıyor. Birçok açıklamasında teşkilattaki ve üye bazındaki çalışmalarını anlatmasına rağmen siyasi eleştirileriyle gündem oluyor.

Öyle özel konulara girip öyle demeçler veriyor ki arkasında konuştukları kalıyor!

Halk nezdinde ‘abi’ unvanını kazanan Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’a yönelik söylemlerine CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Tevfik Yıldırım’dan sert yanıtlar alsa da polemiği sürdürmeye devam ediyor.

“Şahsım adına değil camia adına yaptım” dediği açıklamalarına “Ben genç olsam da AK Parti’yi çok iyi tanıyan biriyim, biz de kimse belden aşağı siyaset yapmaz” diyerek geri adım atması daha da çok tartışma yaratmaya sebep oluyor. Özellikle basın açıklamalarında farklı konulara değindiğini, bu söylenenlerin dedikodu olduğu hatırlatması olaya tuz biber ekiyor!

*

Tepebaşı’nda Ahmet Ataç’a sakin uslubunun ve güler yüzünün kazandırdığını, siyaseti seven Eskişehir’in agresif ve ötekileştirici tavrı hiçbir şekilde affetmediğini hatırlatalım…

***

DÜŞMANLAŞTIRMAK SİYASETÇİYE YAKIŞMAZ

Siyasetçinin halkın arasında, diyaloğa açık olması her zaman övülen bir davranıştır. Bunun çoğu zaman ‘oy’ olarak ya da teşkilatta güç olarak geri döndüğünü görür sahada çalıştıkları için de siyasetçilerimizi överiz. Ama doğru adımlar atılır ve doğru sözler söylenirse!

Ahmet Ataç’la polemiği nedeniyle gündem olan Muhammed Ali Kaya’nın öncesinde yaptığı çarpıcı açıklamalar da var…

Halkın gündemindeki en önemli konu ekonomik kriz, geçim derdi olsa da kentlerin öznel sorunları bulunuyor. Eskişehir’in gündemindeki en büyük sorunların başında ise vahşi madencilik projeleri geliyor. Önü kesilemez bir boyuta gelen vahşi madenciliğin geri dönüşü olmayan tahribatlarının ülke genelinde örneklerini hatırlatmaya bilmiyorum gerek var mı...!

Haliyle bu konular siyasetçilerin de gündemi oluyor. Savunan da karşı çıkan da vatandaşla bir araya gelince düşüncelerini paylaşıyor. Halkı birbirine kırdırmadan bunları konuşmakta bir beis yok… Ama düşmanlaştırmak öncelikle bir siyasetçiye (!) yakışmaz!

Maalesef ki Tepebaşı’nda ‘düşmanlaştırılma’ konuşuluyor…

Kendisi de maden mühendisi olan Kaya’nın Alpagut-Atalan’da Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır AŞ’nin siyanürlü liç yönetimi kullanılarak yapılmak istenen altın gümüş madenine karşı çıkanlara “terörist” dediği, gönüllü bilgilendirme yapan, resmi kurumların da destek olduğu çalışmalarda emek harcayan insanları kötülediği iddia ediliyor…

Trajik olan ise bunları “Mahallemizin sesi, çözümün adresi” sloganıyla başlattığı parti programındaki vatandaş buluşmalarında gündeme alması… Bu resmen kaş yaparken göz çıkarmak…

Dediğim gibi uzun mülakatlar sonrasında seçilen Kaya, öyle kritik konularda öyle sert bir tarz belirlemiş ki arkasında söyledikleri kalıyor… Bu tavır, yeni siyasetçi kazandırmaya çalışan AK Parti’nin de Tepebaşı’nda işini zorlaştırıyor…