Akaryakıt ve gübre zamları çiftçinin belini bükmeye devam ediyor. Çiftçi artan girdi maliyetlerinden, esnaf vatandaşın alım gücü düştüğü için satış yapamamaktan yakınıyor…
Pazar günü bahçemi sulamak ve yapılan tadilatı görmek üzere öğle saatlerinde Ayvalı Mahallesine (Köy) gittim. Bahçeme gitmek için köyün meydanından geçmek zorundayım. Meydanda yan yana iki kahvehane var…
Köylülerin söylemlerine göre kahvehanenin birisine AK Parti, diğerine ise sosyal demokrat düşünceye sahip olanlar çıkıyormuş. Pazar günü kahvehanelerin önünden geçerken sosyal demokratların çıkmış olduğu kahvede oturanlar “bir bardak çayımızı içmez misiniz?” diyerek davet ettiler…
Davetlerini kabul ederek kahvehaneye girdim. İçeri de 20’ye yakın kişi vardı. Öğle saati olduğu için harman yerlerinden dönmüşler sohbet ediyorlardı…
Ayvalı Mahallesine gide gele çok sayıda dost edindim. Zaman zaman her iki kahveye de girerek çayımı yudumlarken dostlarla sohbet ediyorum…
Kahvehanedeki çiftçiler ve hayvan üreticileri sohbet ederken sohbetlerini bölmeden kulak misafiri oldum…
TMO tarafından açıklanan hububat taban fiyatları, mazot, gübre ve ürünlerine ve ilaca gelen zamları konuşuyorlardı…
Ekmeklik Buğday için ton başına 9 bin 250 TL ve makarnalık buğday için 10 bin TL, fiyat belirleyen TMO, arpa fiyatını ton başına 7.250 TL olarak belirlemişti…
2023 yılı hububat fiyatları ton başına kırmızı ve beyaz sert ekmeklik buğdayı 8.250 TL, makarnalık buğdayı 9.000 TL, arpayı ise 7.000 TL olarak açıklanmıştı…
2024 yılında ekmeklik ve makarnalık buğdaya yapılan 1 TL’lik zamları eleştiriyorlardı…
“GİRDİLERİMİZ YÜZDE 100 ARTTI
HUBUBATA VERİLEN ARTIŞ DEVEDE TÜY“
Taban fiyatın geçen yılki rakamların çok çok altına kaldığından yakınan üreticilerin konuşmalarına kulak misafiri oldum:
“Mazot, gübre ve ilaç fiyatları yüzde yüz arttı. Geçen yıl 20 TL’ye aldığımız mazotun litresi bugün 42 liraya yükseldi. Sadece akaryakıtı hesap etsek bile maliyet yüzde yüz arttı. Gübre, sulamada kullandığımız elektrik, ilaçtaki artışları da hesaba kattığımızda hububat taban fiyatlarına verilen zam devede bir tüy kadar oldu. Bu nedenle eğer bir iyileştirme yapılmazsa bu yıl hububat yerine alternatif ürün ekeceğiz. Mazota, gübreye, ilaca borçlandım. Ürün karşılığı alacağım para maliyetleri ancak karşılıyor. Bana kalacak üç kuruş para bir yıllık emeğimin karşılığı değil.”
Büyük ve küçük baş hayvan besicileri ise artan yem fiyatlarından dolayı hayvanlarına yem ve arpa almakta zorlandıklarını, sabah erkenden otlamaya götürdüklerini, akşam döndükten sonra sabaha kadar yem vermediklerini söylediler…
'Ne ektiğimizden ne yetiştirdiğimizden kazanamıyoruz'
Geçimlerini tarım ve hayvancılık ile sağlamaya çalışanlar, 'Gübreye, mazota ve elektriğe gelen zamlar nedeniyle tarım bitme noktasına geldi. Yem alamadığımız için hayvanlarımızı yok pahasına satmak zorunda kaldık!' diye dert yanarak, 'Ne ektiğimizden ne yetiştirdiğimizden artık para kazanamıyoruz ne yapacağımız şaşırdık' diyorlar.
'Tarladan traktörümüzü mazot zamları ile çektik; ineği, koyunu sattık. Borçları nasıl ödeyeceğimizi kara kara düşürüyoruz' diyen çitçiler, yem ve gübre fiyatlarındaki önlenemeyen artışın, hayvancılığı da bitkisel üretimi de bitirdiğinden yakındılar.
'Traktörler tarlada olması gerekirken evde park halinde’
Üreticiler konuşurken masalarına gittim…
Gazeteci olduğumu bilen üreticiler bu kez “bunları yaz” diyerek bana şöyle dert yandılar:
'Mazotun litre fiyatı 40 lirayı geçti. Mazota yapılan zam üretimi artık bitirme noktasına getirdi. Tüm dünyada arttığı söylense de bizdeki artış alım gücünü tamamıyla bitirdi. 42 liralık mazotu traktörümüze, su motorumuza, biçerdöverin deposuna koyamıyoruz. Traktörler tarlada olması gerekirken evde park halinde. O bize bakıyor bizde traktöre. Mazot zammı ulaşımı etkiliyor, nakliyeyi arttırıyor dense de en çok üreticiyi mağdur etti. Ürünün verimini azalttı, üretimi kıstı, ürettiğimiz ürünün fiyatını artırdı. Üretim için kullandığımız mazotu alamıyoruz. Normal bir traktör günlük 3 bin TL'lik mazot harcıyor. Her gün bu parayı bulup traktörün deposuna mazot koyamıyoruz. Traktörün bir aylık mazot masrafı 100 bin TL. Bizler her ay ürün hasat edemediğimiz için çaresiz kalıyor, tarlamızı sürüp ekemiyoruz'.
ÖTV VE KDV'SİZ MAZOT VERİLSİN
Son olarak şunu da ekledi: 'En azından yetkililerden şu zor dönemde çiftçimizin üretimde kullandığı mazottan vergi alınmasın. ÇKS'de ne kadar üretim yaptığımız belli. 1 dekar tarımsal alan için 10 LT üzerinden vergisiz (ÖTV-KDV) mazot verilsin. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakanken 'yarısı sizden, yarısı bizden' sözü vermişti. O sözünü yerine getirmesini bekliyoruz. Üretmekten değil, üretememekten korkuyoruz. Şehirde bir ekmek 10 lira. Bir kilo buğday sattığımızda bir ekmek bile alamıyoruz. Geçen yıl ekmek 5 TL idi. Ekmek fiyatı yüzde 100 arttı. Hububat bir lira.'
* * *
Son olarak şunu söylediler:
“Tarlalarımızı devlete bir yıllığına kiraya verelim. Ekip biçsin. Bakalım kar mı yoksa ancak masrafını mı kurtarıyor görsünler.”
* * *
Çiftçi ürünü ekiyor ama gübre atamıyor çünkü alacak gücü yok. Tarlasını süremiyor, sulayamıyor çünkü mazot çok pahalı. Ektiği üründen para kazanmak için ister istemez tasarruf tedbirleri uyguluyor…
Tarımda olmazsa olmaz iki şey var. O da gübre ve mazot. Her ikisi de aşırı zamlandığı için ekim azalıyor dolasıyla gerek hububat gerekse sebze-meyve fiyatları uçuyor…
Devlet gübre ve mazotun fiyatını düşürürse hem eskisi gibi üretim artan hem de fiyatlar düşer.
* * *