Toplumsal cinsiyet eşitliği, sadece bir cinsiyetin diğerine üstünlük sağlamasını önlemek değil, aynı zamanda herkesin topluma eşit katkıda bulunabilmesini sağlamaktır.

Bu, kadim çağlardan bu yana süregelen, ancak günümüzde daha fazla anlam kazanan sosyal bir mücadeledir. Tepebaşı Belediyesi’nin 2025-2028 yıllarını kapsayan Yerel Eşitlik Eylem Planı, bu mücadeleye somut katkılar sunarak eşitliğin toplumun her katmanına işlemesine olanak tanıyor.

Günümüzde toplumsal cinsiyet eşitsizliği, farklı biçimlerde kendini göstermektedir. Örneğin, iş dünyasında erkekler daha yüksek maaşlar ile çalışırken, kadınların gelirleri genellikle daha düşük kalmakta, yönetici pozisyonlara gelme oranları azalmaktadır. Eğitimde ise, bazı toplumlarda kız çocuklarının okula gitme oranları erkeklere nazaran düşüktür. Benzer şekilde, kadınlar, politikada karar verici rollerde daha az temsil edilmekte, bu da cinsiyet eşitsizliğinin güç yapılarında da sürdüğünü göstermektedir.

Tepebaşı Belediyesi’nin Yerel Eşitlik Eylem Planı, sadece sorunları tespit etmekle kalmayıp, aynı zamanda çözümler sunan bir yol haritası oluşturmaktadır. Bu plan kapsamında;

Belediye, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bilinç artırmak için çeşitli eğitim programları gerçekleştirecek. Bu programlar, özellikle gençlere ve çocuklara yönelik farkındalık artırıcı etkinlikler içerecek. Okullarda yapılacak seminerler ve bilgilendirme çalışmaları, gelecekte cinsiyet eşitliğine duyarlı bir nesil yetişmesine katkı sağlayacak.

Kadınların iş yaşamına katılımını sağlamak amacıyla, girişimcilik kursları düzenlenecek ve iş gücüne katılımı teşvik eden destekler sunulacak. Belediyenin iş birliği yapacağı özel sektör ortaklıkları ile kadınların iş bulma olanakları artırılacak.

Eylem planı, engelli bireylerin toplum yaşamına entegrasyonunu güçlendirmeyi de hedefliyor. Engelli bireylerin ihtiyaçlarına yönelik özel projeler ve hizmetler sunulacak.

Yaşlılara yönelik aktiviteler ve destek programları düzenlenerek, onların hem sosyal hayata katılımlarının artırılması hem de sağlık hizmetlerine erişimlerinin kolaylaştırılması amaçlanmakta.

Tepebaşı Belediyesi’nin Yerel Eşitlik Eylem Planı, yerelde başlatılan bu kapsamlı çalışmalarla ulusal düzeyde farkındalık oluşturması açısından da büyük önem taşıyor. Sadece kadınlar için değil, toplumun her kesimi için eşitliği sağlamayı amaçlayan bu adımlar, yerel yönetimlerin bu konudaki rolünü de gözler önüne seriyor.

Sonuç olarak, Başkan Ahmet Ataç’ın vizyoner liderliği ve belediye meclisinin oybirliği ile kabul ettiği bu plan, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinde önemli bir rol oynayacak gibi görünüyor. Uzun vadede, bu tür çalışmalar sadece topluma değil, insanlığın ortak belleğine de çok kıymetli katkılar sunacaktır.

Hayal ettiğimiz eşit ve adil dünyanın kapılarını aralamaya başladık; şimdi bu yolda cesaretle ilerleme zamanı.

ODUNPAZARI’NDA KIRMIZI YELEKLİLERDEN YEŞİL YELEKLİLERE Mİ?

İklim değişikliği, artık yabancı olduğumuz bir kavram değil. Her birimiz, bu değişimin yansımalarını günlük hayatımızda hissediyoruz. Ancak, değişimin en büyük gözlemcileri ve etkilenicileri arasında kadınlar bulunuyor. Evlerde alışveriş yapan, sofralar için yiyecek seçen ve suyun nasıl kullanıldığını en iyi bilen kadınlar, bu krizin ön cephedeki tanıklarıdır. Bu yüzden, iklim değişikliği ile mücadelede kadınların farkındalığı ve aktif katılımı büyük önem taşıyor.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların toplumsal hayata kattığı değeri ve karşılaştıkları zorlukları anlamak için bir fırsat sunar. Bu özel günde, Odunpazarı Belediyesi’nin organize ettiği iklim değişikliği konulu film gösterimi etkinliği, kadınların bu küresel sorundaki rolüne dikkat çekmeyi hedefledi.

Etkinlikte gösterilen kısa filmler, iklim değişikliğinin farklı yüzlerini ele aldı. Örneğin, "İyi Uykular" filminin yönetmeni Sezgin Sönmez, film sonrası gerçekleştirdiği söyleşide, kadınların iklim değişikliğine karşı farkındalık yaratmadaki önemli rolünü vurguladı. Bu filmler, sadece birer sanat eseri olmanın ötesine geçerek, toplumsal bilinci artırma görevini üstleniyor.

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, etkinlikte yaptığı konuşmada, kadınların bu mücadeledeki gücünü ve önemini vurguladı. Kadınların sürdürülebilir tüketim alışkanlıkları geliştirmesi, gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak için hayati bir noktada duruyor. Enerjinin doğru kullanımı, su tasarrufu ve geri dönüşüm gibi konularda edinilecek her alışkanlık, bu büyük mücadelenin parçaları olacaktır.

Kadınlar, çevreye duyarlılık konusunda toplumda bir uyanış yaratabilir. Bu farkındalık, çocuklarından başlayarak geniş bir ağa yayılabilir. Annenin evdeki bilinçli davranışı, çocuğun okulda ve daha geniş çevrede sergileyeceği tutumları etkileyecektir.

Sonuç olarak, iklim değişikliği yalnızca kadınların değil, bütün insanlığın ortak sorunu olsa da, kadınların bu mücadeledeki etkin rolü yadsınamaz. Her mutfakta başlayan bir farkındalık, küresel bir değişime öncülük edebilir. Bu yüzden, her kadın, bu mücadelenin lideri ve ilham kaynağı olabilir. Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle düzenlenen bu gibi etkinlikler, kadınların bilinçlenmesi ve harekete geçmesi adına atılan çok değerli adımlardır. Unutmayalım ki, sürdürülebilir bir dünya için bilinçli kadınlar en büyük güvencemizdir.