Her şehir, sakinlerine verdiği değerle ölçülür. Bu bağlamda, Eskişehir'in Tepebaşı ilçesi, herkese eşit fırsatlar sunma yolundaki kararlılığıyla diğer pek çok yerleşim yerine örnek teşkil ediyor.

Tepebaşı Belediyesi'nin gerçekleştirdiği projelerden biri olan Engelliler Montaj Atölyesi, engelli bireylerin topluma katılımını sağlamada ve onlara yeni kapılar aralamada kritik bir rol üstleniyor.

İbrahim Ethem Kesikbaş Engelliler Montaj Atölyesi ile başlatılan bu harika girişim, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi iş birliğinde oluşturulan ikinci atölye ile daha da güçleniyor. Burada, özel bireyler iş hayatına katılan aktif birer üye oluyor ve üretim sürecinde değerli katkılarda bulunuyorlar. Aslında bu çalışma, sadece bir istihdam fırsatından daha ötesini temsil ediyor. Bu girişim, engelli bireylere yönelik toplumsal önyargıları kırarak, onların üretken birer birey olmalarını sağlıyor.

Engelliler Montaj Atölyesi'nde çalışanlardan biri olan 27 yaşındaki İhsan Mete Eğin'in öyküsü, bu projenin gücünü açıkça ortaya koyuyor. Türk toplumunun pek çok yerini dolaştıktan sonra Eskişehir’de yerleşmiş olan Eğin ailesi, bu atölye sayesinde oğullarının hayata bambaşka bir pencereden baktığını ifade ediyor. Mete, atölye aracılığıyla sadece meslek öğrenmiyor; aynı zamanda sosyalleşiyor, özgüven kazanıyor ve en önemlisi kendi ayakları üzerinde durmayı başarıyor.

Mete'nin babası Cahit Eğin'in deneyimi, bu gibi projelerin aileler üzerindeki olumlu etkilerini de gözler önüne seriyor. Yıllarca yüzlerine kapanan kapılardan sonra, Tepebaşı Belediyesi'nin sunduğu bu fırsatla, oğlunun hayatında önemli bir dönüşüm yaşadığını vurguluyor. Mete’nin kazandığı özgüven ve kendi gelirini elde etmesi aile için adeta bir can simidi olmuş.

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, bu projeyi "dualı projeler" olarak nitelendiriyor. Başkan Ataç, sadece engelli bireylere değil, onların ailelerine de umut ve mutluluk taşıyan bu tür girişimlere olan inancının tam olduğunu belirtiyor. Tepebaşı’nda ortaya konan bu proje, aslında tüm Türkiye’ye ilham verecek nitelikte. Belediye’nin "gencisiyle, yaşlısıyla, engellisiyle çok büyük ve güzel bir aile" yaratma vizyonu, sosyal belediyecilik anlayışının en güzel örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.

Tepebaşı’nda yapılan bu çalışmalar, engelli bireylerin yaşamlarına dokunan, onlara fırsatlar sunan ve hayatlarına yeni anlamlar katan projelerin varlığının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bu tür projelerin ülke genelinde artmasını ve diğer yerel yönetimlere örnek olmasını umuyorum. Engelli bireylerin topluma kazandırılmasında atılan her adım, onların yaşam kalitelerini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumun vicdanında da derin izler bırakıyor. Tepebaşı'nın bu cesur adımı, umuyorum ki Türkiye genelinde daha pek çok olumlu dönüşüm dalgasına vesile olur.

***

BÜYÜKŞEHİR’DEN YEŞİL BİLİNÇLİ KADINLAR

Küresel bir sorun haline gelen iklim değişikliği, dünyanın dört bir yanında ciddi etkiler yaratmaya devam ediyor. Bu bağlamda, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin Sivrihisar’da düzenlediği “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Yaşam” eğitimi, çevre bilincini artırmak ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etme yolunda önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Eğitim, ESMEK bünyesindeki kadın kursiyerlere yönelik gerçekleştirilmesi açısından da dikkat çekici bir örnek teşkil ediyor.

Kadınlar, aileleri ve toplumları üzerinde güçlü bir etkiye sahip olan unsurlar olarak, çevre bilincini yaymakta ve sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarını benimsemekte önemli bir rol oynuyorlar. Sivrihisar’da verilen bu eğitim ile kadınlar, yalnızca bireysel olarak değil, aynı zamanda kolektif bir bilinçle de iklim değişikliğiyle mücadele etme noktasında güçleniyor. Atık yönetimi ve geri dönüşüm süreçleri hakkında edinilen bilgiler, katılımcıların kendi yaşam alanlarında çevre dostu alışkanlıklar geliştirmelerine olanak tanıyacaktır. İklim değişikliğiyle mücadelede bireysel ve toplumsal sorumluluklar son derece önemlidir. Kadınların bu süreçte aktif rol alması, değişimin temel taşlarından birini oluşturuyor. Ailelerinin ve topluluklarının bilinçlenmesini sağlamak, daha geniş bir kitleye ulaşarak toplumsal dönüşümü destekleyecektir.

Bu tür eğitimlerin farklı ilçelerde de yaygınlaştırılması, sürdürülebilir yaşam uygulamalarını teşvik eden projelerin geliştirilmesi açısından son derece kritiktir. Kadınların çevre konusundaki bilgilerini ve bilinçlerini artırmak, toplumun genel duyarlılığını yükselterek, iklim değişikliğiyle etkili bir şekilde mücadele etmeye yönlendirecektir. Bu nedenle, "Sürdürülmüş Bilinç, Yeşil Gelecek" mottosuyla hareket eden projelerin artarak devam etmesi, hepimizin yararına olacak bir kazançtır.