Hayat şartları mıdır, ekonomik nedenler midir yoksa geçmişte tek katlı bitişik nizamlı evlerden çok katlı apartmanlara geçip birbirimize ‘merhaba’ bile demekten kaçındığımızdan mıdır nedendir bilinmez ama insanların artık birbirlerine olan güvenleri kaybolmak üzere…
Dün bir esnaf arkadaşıma uğradım. Geçmişte Esnaf Kefalet Kooperatifi’nden iki defa kredi çekmiş…
Bu kredileri çekerken 2 kefil bulmuş. Onların verdikleri kefalet sayesinde sorun yaşamadan kredisini almış…
Bugünlerde nakit paraya sıkışmış…
Bankalara kredi çekmek için müracaat etmiş, çekeceği kredinin miktarını söyleyerek geri ödeme hesabı yaptırmış…
Yüzde 50’nin üzerinde faiz olduğunu öğrenince kredi çekmekten vaz geçmiş…
“Yüzde 50 faizle para çekilmez. Masraflar falan derken yüzde 50’yi geçiyor” diyerek bu kez Esnaf Kefalet Kooperatifine müracaat etmiş…
“Bizde de faiz yüzde 20’ye yükseldi. Kabul edersen yaklaşık 15-20 gün sonra kredin çıkar. İki esnaf kefil getireceksin” denmiş…
Esnaf Kefalet Kooperatifinin kredi faizi daha cazip gelince kefil olacak iki esnaf arayışına girmiş…
20’ye yakın esnaf arkadaşına “Esnaf Kefalet Kooperatifinden kredi çekeceğim. Kefil olur musun?” diye rica etmiş…
Ancak hepsinden de olumsuz yanıt almış…
“Artık Kooperatiften kredi alacak esnaf kefil bulamıyor. İnsanlar birbirlerine kefil olmaktan kaçar hale geldiler. Bitişiğindeki esnaf, sırt sırta verdiği esnaf arkadaşına bile kefil olmaktan kaçar hale geldi” dedi…
Ne kadar üzücü bir o kadarda düşündürücü değil mi?
* * *
Geçmişte öyle miydi?
Zora düşmüş bir dostumuzun, arkadaşımızın, komşumuzun imdadına hepimiz koşardık…
Bugün bırakın zora düşmüş bir komşunun, arkadaşın imdadına koşmayı, kardeş kardeşin yardımına bile koşmuyor...
Tabi bu durumun altında yatan nedenleri yok saymak mümkün değil…
Birincisi yaşanan ekonomik bunalım, önünü görememek, yarın sıkıntıya düşerse krediyi ödeyemezse ya da iflas ederse “ben ödemek zorunda kalırım” endişesi…
Çünkü esnaflar artık geçmişte olduğu gibi para kazanamıyor…
Sattığı ürünü, sattığı fiyattan bile yerine koyamıyor…
Birçok esnafın kazancı nerede ise yarıya düştü…
İkincisi ise bugüne gelirken insanlar, dost bildikleri, imdadına koştukları, güç durumdan kurtardıkları tarafından kandırılmış, aldatılmış…
Kefil olduğu kişiyi adeta iflasın eşiğinden almış…
Ancak o kişi kendisi zor durumda kaldığında yardım eli uzatan dostunun borç verdiği parayı ödemediği gibi, ondan selamı kesmiş…
Yani iyilik yapan, kendisini iflastan kurtaran eşini, dostunu zor durumda kalmasına adeta göz yummuş…
* * *
Kimi zaman bilerek, kimi zamanda zorunlu olarak söyleriz yalanları...
Bazen ''iyiyim'' derken bile kandırırız karşımızdakini. İster büyük ister küçük olsun, yalan yalandır…
Gözlerimizi bile kandırdık yalanlarla, artık kalbimizin aynası değiller. Hücrelerimize işlemiş, dilimize yapışmış gibi…
İşte bu yüzden başlamıyor artık ''Bana kalbin kadar temiz bir sayfa ayırdığın için'' gibi cümleler...
Kaç yalanla kirlettik dilimizi? Hangi özentilerle kaybettik özümüzü? Hangi çıkarlar için kaybettik dayanışmacı ruhumuzu? Ne zaman korktuk kendimizden de ayna da bile yabancı olduk yüzümüze?
* * *
Hani bir zamanların çok popüler bir şarkısı vardı ya “Başkası olma kendin ol” diye başlayan. Sanırım kendimiz olmayı sevmiyoruz, hiçbir konuda dürüst olamıyoruz. Yalanlarla karşımızdakine kendimizi daha bir önemli göstermek adına, başka kimliklerin, başka başka insanların cümlelerinin arkasına saklanıp hiç olmadığımız biri gibi davranıyoruz…
Eğer birini bizden üstün bulursak, hemen onu bize ait olmayanlarla ezmeye çalışarak, aslında özendiğimiz farklı kimliklerle alt etmeye çalışıyoruz. Ve bu kimlikler içinde iyice sahteleşiyoruz…
Neden bahsederken nerelere daldık çıktık.
Bir dostumuz kefil olmak için ricaya geldiğinde, bin bir mazeret uyduruyoruz…
Peki, neden birbirimize kefil olmaktan korkar olduk?
Çünkü kefil olduğunuz arkadaşınız, dostunuz bilerek veya bilmeyerek borcunu ödememiş.
O borcunu ödemeyince, icraya düşünce ister istemez kefilde fişleniyor.
Bu kez kendisi kredi almak istediğinde, kefilliğinden dolayı icralık olduğundan, borçlu ile aynı kefeye konulduğu için kredi çekemiyor…
* * *
Geçmişte para kazanan esnaflar borcunu, harcını aksatmadan zamanında yatırırdı… Kimse kimseyi bilerek veya bilmeyerek yani kefillerini zor duruma düşürmezdi…
Çünkü o zaman ne AVM’ler vardı ne de ekonomik sıkıntı…
Özellikle AVM’lerin sayısı giderek artmaya başlayınca, buralarda toplu iğneden tutun, gıda, giyim ve otomobil lastiğine kadar her şey satılmaya başlayınca ister istemez küçük esnafında giderek geliri düştü ve mali sıkıntı içerisine girdi…
Büyük sanatçı Ferhan Şensoy “Kahraman Bakkal Süpermarkete karşı” adlı yıllarca kapalı gişe oynayan ünlü eserinde sanki bu günlerin mesajını vermişti...
İşte yukarıda anlatmaya çalıştığım çeşitli nedenlerden ötürü günümüzde ister istemez bir birlerimize kefil olmaya korkar olduk…
* * * *
ESKİŞEHİR 2’DEN 3’E DÜŞTÜ
Eskişehir 3. Derece deprem kuşağında idi. 1999 Marmara Depremi sonrasında Eskişehir’de binaların yıkılması ve ciddi hasar görmesi sonucu yapılan analizler sonucu 2. Derece de riskli iller arasına alındı…
1999 Marmara Depremi sonrasında Anadolu Üniversitesi tarafından yapılan Depremsellik konulu çalışmada Eskişehir Fay Zonunda olabilecek depremin büyüklüğü 6.4 olarak belirlenmişti. Eskişehir Fay Zonu 7.0 ve 7.0 den büyük deprem oluşturabilecek özelliklere sahip değil…
Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen, 2019 yılının Mart ayında yaptığı açıklamasında, 1 Ocak 2019’da yürürlüğe giren "Türkiye Deprem Tehlike Haritasına göre" ile 23 yıl sonra içlerinde Eskişehir’in de bulunduğu birçok ilin deprem tehlikesi değerinin değiştiğini ve Eskişehir’in aralarında bulunduğu bazı illerin üçüncü derece deprem riski altındaki iller arasında yer aldığını açıklamıştı…
Bazı verilere göre Eskişehir 2, bazılarına göre 3. Derece deprem riskli iller arasında gösteriliyordu…
MTA, diri fay haritasını güncelledi
Türkiye'nin deprem riskini belirlemeye yönelik önemli bir adım atıldı. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), son teknoloji arazi incelemeleri, hendek çalışmaları, uydu görüntüleri ve hava fotoğraflarının analizi gibi çeşitli bilimsel yöntemlerle elde edilen verileri birleştirerek Türkiye Diri Fay Haritasını güncelledi.
Bu güncellenmiş harita, Türkiye'nin deprem riski ve etkilenme potansiyelini belirlemek için büyük öneme sahip…
1 Ocak 2019’da yürürlüğe giren "Türkiye Deprem Tehlike Haritasına göre" ile Eskişehir üçüncü derece deprem riski altındaki iller arasında yer almıştı…
MTA'nın güncellenmiş Diri Fay Haritasına göre de Eskişehir 3. derece deprem kuşağında yer aldı…
* * *
Bu demek değil ki; “Eskişehir’de deprem olmayacak…”
Elbette gün gelecek deprem Eskişehir’de de olacak…
Ancak 3. derece deprem kuşağında yer aldığı için şiddeti az olacak…
Şiddet derecesi azda olsa eski yapıların yıkılma olasılığı var…
Zaten uzmanlarda özellikle 1999 Marmara depremi öncesi yapılmış ve Porsuk Nehri kenarındaki sıvılaşmış zemin üzerine inşa edilmiş binaların riskli olduğunu söylüyorlar…
Jeoloji Mühendisleri, Mimar, İnşaat Mühendisleri olası şiddeti 6 olan Eskişehir merkezli bir depremde bile bu binaların yıkılma tehlikesinin yüksek olduğuna dikkat çekiyorlar…
Ama henüz bu yapıların yenilenmesi konusunda atılmış adım yok…
Bu da Eskişehirlileri endişelendiriyor…
* * *
Süleyman Ekşi’ye önemli görev
Mehmet Süleyman Ekşi, Anadolu Üniversitesinin Genel Sekreteri oldu…
1994 yılında Osmangazi Üniversitesi'nde Mühendislik Bölümü'nde mezun olduktan sonra 1998 yılında Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ESKİ Genel Müdürlüğünde daire başkanlığı yaptı…
2004-2009 yılları arasında Anadolu Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak görev yaparken 2009'da dönemin Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı’nın talebiyle başkan yardımcılığı görevini üstlendi, 2016 yılına kadar başkan yardımcısı olarak çalıştı…
Sakallı’nın başkanlık dönemi bitince 2016'dan 2018'e kadar Eskişehir Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü yaptı. 2018-2019 yılları arasında Eskişehir Teknik Üniversitesi'nde Genel Sekreter Yardımcısı olarak çalıştı. 2019-2022 yılları arasında Ordu Büyükşehir Belediyesi OSKİ Genel Müdür Yardımcılığı ve ORYAZ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevlerinde bulundu.
31 Mart yerel seçimlerinde AK Parti’den Odunpazarı belediye başkan aday adayı olan Ekşi, 2004-2009 yılları arasında öğretim görevlisi olarak görev yaptığı Anadolu Üniversitesi’ne Genel Sekreter olarak atandı…
Süleyman Ekşi, Odunpazarı Belediyesinde Teknik Başkan Yardımcılığı yaptığı dönemde Belediye Başkanı Sakallı’nın hizmete geçirdiği projelere imza attı...
Sevgili Mehmet Süleyman Ekşi kardeşimi üstlendiği önemli görevden dolayı kutluyorum…
Camiaya yabancı değil…
15 yıl sonra öğretim görevlisi olarak görev yaptığı Anadolu Üniversitesi’ne Genel Sekreter olarak geri döndü…
Deneyimli bir teknokrat olarak atandığı her yerde başarılı olmuştur...
Yeni görevinde de fark yaratacağına inanıyorum...
* * *