Polisler öldürülüyor.

Askerler öldürülüyor.

Şehit haberleri artık televizyon ekranlarında altyazı olarak geçiyor biz aşk dizileri izlerken.

'İnadına Aşk'

'Aşk Yeniden'

'Acil Aşk Lazım'

'İlişki Durumu Karışık'

Dizinin adına bak: 'İlişki Durumu Karışık'

Bu nasıl bir kafa?... Bu neyin kafası?...

***

Yahut da Nurella'nın aklı bir karış havada, yarı çıplak kızlarının kırıtışlarını izlerken, 'stillerini' tartışırken polisler, askerler şehit oluyor.

***

Siviller de ölüyor.

Öldürülüyor.

***

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ensesinden vurularak…

Hem de şehir meydanında…

Hem de çok sayıda polisin ortasında…

Hem de, 'çatışmalar bu tarihi alandan uzak dursun,' dedikten hemen sonra, 'ayaklarından vurulan' dört ayaklı caminin önünde ensesinden vurularak öldürüldü.

***

Hakkında yakalama emri çıkarılmıştı.

Yakaladınız mı?

Hakkında dava açılmıştı hapis cezası istemiyle.

Davası devam ediyor mu? Keşke tutuklu yargılansaydı.

Yurt dışına çıkma yasağı getirilmişti.

Kime?

İnsan Hakları Derneği üyesine, insan hakları savunucusuna.

Tahir Elçi'ye.

Yasak devam ediyor mu acaba?

Ne üzücü.

Ne üzücü.

***

Basın açıklaması yaptığı sıradaki duruşuna…

Konuşmasına…

Ses tonuna..,

Hatta kıyafetlerine…

Eline, yüzüne şöyle bir bakınca öyle sıradan, öyle mütevazı, öyle masum, öyle yufka yürekli gözüküyor ki…

Bu adamın neyine yasaklar getirdiniz?...

***

Nasıl bir şey bu?

Şu üç günlük dünya neden çok görülür insana?

Ve neden dar edilir insana bu üç günlük dünya?

Ve bizde insan hayatı neden bu kadar ucuz?

Bıçaklanarak öldürülen doktorun annesi feryat ediyordu:

'Ben onu ne zorluklarla okutup bu günlere getirdim!'

Kimin umrunda?

Cümle devlet erkanı başsağlığı diledi mi, diledi.

Allah'tan rahmet diledi mi, diledi.

Koskoca Cumhurbaşkanımız telefonla aradı mı, aradı.

Failleri bulunacak da dendi.

Tamam işte. Daha ne?

***

Peki; ölen, öldürülen bu insanların yakınları kime sarılacak?

Şöyle sıcacık?

Şöyle özlemle, hasretle?