Lise yıllarımda tanıştığım ve beni derinden etkileyen yazarlardan biri de Paulo Coelho’ydu.
Onun ruhsal keşif, kader ve insanın kendi yolunu bulması üzerine yazdığı eserler, sadece birer hikâye değil, adeta hayatı anlamlandırmaya dair rehberler gibiydi. İlk okuduğum kitabıyla beni büyülemişti; çünkü bazı yazarlar yalnızca kelimeleriyle değil, ruhlarının en derin köşelerinden süzülen hayat dersleriyle de okuyucularına dokunurlar. Paulo Coelho, işte tam da böyle bir yazar.
Onun eserlerinde rastlanan, içsel yolculuklar ve hayatın anlamına dair derin düşünceler, milyonlarca insanın ruhuna dokunur. Coelho’nun belki de en ünlü eseri olan Simyacı, aslında onun dünya görüşünün özeti niteliğindedir. Bu kitapta "Kişisel Menkıbe" olarak adlandırılan kavram, insanın hayat amacı ve kendi kaderini keşfetmesi üzerine kuruludur.
Coelho’ya göre her birey, evrenin kendisi için çizdiği bir yolculuğa sahiptir ve bu yolculuğu tamamlamak, insanın en büyük görevidir.
Yazılarında sıkça rastlanan tema, hayatın bizlere sunduğu işaretleri takip etmek gerektiğidir. Coelho, evrenin sürekli olarak bizimle konuştuğunu ve bu işaretleri fark edebilenlerin hayatı anlamlandırabildiğini vurgular.
Ona göre hiçbir şey tesadüfi değildir; karşılaştığımız insanlar, yaşadığımız olaylar ve hissettiğimiz duygular, bizim büyümemiz için birer rehber niteliğindedir.Coelho’nun bakış açısını anlamak için onun kişisel hayatına da bakmak gerekir.
Gençlik yıllarında ailesinin beklentileri doğrultusunda mühendislik eğitimi alırken, asıl tutkusu olan yazarlığa yönelmek istediğini fark etmiştir. Bu karar, ailesi tarafından hoş karşılanmamış ve hatta bir dönem akıl hastanesine yatırılmıştır. Ancak o, kendi yolunu bulma inancını hiç kaybetmemiştir.
Bu da bize gösteriyor ki, bireyin iç sesini dinleyerek hareket etmesi ve kendi kaderini şekillendirmesi, onun hayat felsefesinin temel taşlarından biridir.
Yazar, kader kavramına da mistik bir pencereden bakar. Ona göre kader, değiştirilemez bir yazgı değil, bireyin iradesiyle şekillendirdiği bir yoldur. İnsan, cesur adımlar atarak kendi hikâyesini yazmalıdır.
Eğer bir şeyi gerçekten istiyorsak, evrenin de bunu gerçekleştirmemiz için bizimle iş birliği yapacağını savunur. Bu düşünce, Coelho’nun birçok eserinde karşımıza çıkar ve okuyucuya umut aşılar
Paulo Coelho’nun hayata bakış açısı, modern dünyanın kaosundan biraz olsun sıyrılıp içimize dönmemizi sağlıyor. Onun kitapları bana hep şunu hatırlattı: Hepimizin içinde bir yolculuk var ve bu yolculuk, dışarıda bir yerde değil, kendi içimizde başlıyor. Belki de onun eserlerini bu kadar özel yapan şey, bizleri kendi ruhsal keşiflerimize davet etmesi.
Çünkü aslında hepimiz kendi Simyacı hikâyemizi yazıyoruz. Ve bu hikâyeyi anlamlı kılmak tamamen bizim elimizde.