Son günlerde Eskişehir’in kullanma suyu ihtiyacının karşılanması ile ilgili tartışmalar oldukça hızlandı. Bu tartışmaların odağında Çifteler Sakaryabaşı su kaynaklarının Eskişehir’e getirilmesi yer alıyor.

Bu proje 2021 tarihinde onaylanmış olmasına karşın gerekli çalışmalar beklenen hızda tamamlanmayınca yeniden gündeme geldi

   Yerel seçimler öncesinde özellikle Ayşe Ünlüce’nin projesi olarak öne çıkarılan proje ile ilgili tartışmalar sürerken, Milletvekilimiz İbrahim Arslan’ın konuyu TBMM gündemine taşıması; Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın verdiği cevaplar aslında gizlenmeye çalışılan gerçekleri anlamaya fazlasıyla yetiyor.

En son AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak’ın açıklamaları ve CHP İl Başkanı Talat Yalaz’ın karşıt açıklamaları ile proje “siyaset bataklığında” debelenip durulan, çözümsüz bir çıkmaza doğru gidiyor.

UZMAN BÜROKRATLAR NE DİYOR?

    Türkiye “yüksek derecede su sıkıntısı çeken ülkeler” içerisinde yer alıyor.

2040 yılına kadar şiddetli bir su yokluğu ile karşılaşılacağı tahmin ediliyor. Sakaryabaşı projesi de bu sorunun çözümü için ortaya çıkan bir proje.

Sakaryabaşı projesi ile ilgili görüşlerini almak için “farklı görüşlerdeki” bazı değerli bürokratlarla “olabildiğince siyaset üstü” görüşmeler yaptım. Ortaya oldukça ilginç değerlendirmeler çıktı.

İŞTE GERÇEKLER!..

1- Son 10 yıllık veriler incelendiğinde, bu kaynağın akışa geçen su miktarının saniyede 1.2m3 ile 2m3 arasında değiştiği saptanmış. Eskişehir’in su ihtiyacı ise (şimdilik)yaklaşık 1.6 m3/sn olarak belirlenmiş. O halde bu kaynak suyunun tamamının alınması bile kentin ihtiyacını karşılayamayacaktır. Zaten artan kuraklık nedeniyle gittikçe azalan su kaynaklarının debisi olumsuz değişiklikler göstermektedir.

2- Sakaryabaşı kaynakları ancak yılın çok dar bir döneminde kullanılabileceği için, projenin maliyetine göre verimliliğinin düşük olacağını ileri süren görüşler mevcut.

3- Sakaryabaşı kaynaklarının Sakarya Nehri’ne ulaştığı güzergahtaki sulanabilir tarım alanlarının tümüne yakını sulama gereksinimini bu kaynaklardan sağlıyor.

Su yatağındaki canlı yaşamın ve ekosistemin sürdürülebilirliği buradaki suyun varlığına bağımlı.

Kaynakların kontrolsüz kullanımı ve kente yönlendirilmesi ilerleyen yıllarda, Çifteler Ovası'nın hatta tüm Yukarı Sakarya havzasının mikroklimasını değiştirecek; kuraklık ve karasallık daha da artacaktır.

Yer altı suları zaten 250 metreye kadar çekilmişken daha da derinlere gidecek. Sadece Çifteler ilçesi çevresinde mevcut durumda bile  2 binden fazla derin kuyunun açıldığı bilinmektedir.

4- Bu projenin güzergahında yer alan yaklaşık 800 dekarlık bir arazinin kamulaştırılması gerekmektedir. Kamulaştırmadan önce ilgili kurumlarca kamu yararı kararının alınması gerekmektedir. Kamulaştırma işlemi kesinlik kazanmadan güzergahta çalışma yapılamaz. Mevcut yasa ve yönetmeliklere göre bu süreç çok uzun sürebilir.

5- Projenin ekonomik boyutunun şu anda belirlenen tahmini rakamların çok üzerine çıkması kaçınılmaz görünüyor.

Yüksek kamulaştırma bedelleri, güzergahın uzun olması nedeniyle farklı noktalarda terfi merkezlerinin oluşturulması, yüksek debili pompalarla suyun terfi edilmesi için enerji nakil hatlarının çekilmesi, enerji tüketimi, işletme giderleri

 “öngörülen bütçenin” çok üzerinde ciddi bir maliyet doğuracaktır. Bu durum (projenin gerçekleşmesi halinde), su fiyatlarının yüksek oranda artışına neden olacaktır.Öngörülen maliyetin ESKİ veya Büyükşehir Belediyesi bütçesiyle karşılanması mümkün olmayabilir.

6-Sakaryabaşı kaynaklarına ulaşmak için yaklaşık 80 kilometrelik isale hattı öngörülmüş durumda. Toplam proje maliyeti 2024 yılı fiyatları ile 14 milyar TL. olarak belirlenmiş .Ancak,proje maliyetinin  her geçen yıl katlanarak artacağı şimdiden bellidir.

7- Bilindiği gibi Porsuk Çayı suyunun kimyasal bileşikler ile arıtılmasının mali yönden çok büyük girdilere neden olduğu bilinmektedir. Sakaryabaşı kaynak suyunun da bu tip bir arıtma prosesinden geçmesi gerektiği ile ilgili iddiaların açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

8- Sakaryabaşı projesi için belediyemizin taleplerinin geçmişi 2017 yılına kadar uzanmaktadır. En son 29.11.2021 tarihinde DSİ 3.Bölge Müdürlüğü ile ESKİ Genel Müdürlüğü arasında bir protokol imzalandı. Ancak Bakanlığın son açıklamalarından, o günden bugüne kadar cılız bürokratik işlemlerle vakit geçirildiği ve daha da geçirileceği şimdiden belli oluyor.

SONUÇ OLARAK…

1-Eskişehir maalesef Porsuk Barajı’ndan gelen suya mahkum durumdadır ve başka önemli bir su kaynağı yoktur.

Porsuk Barajı’nın su doluluk oranı giderek azalmakta, dibi dolarak yaşlanmakta ve ömrü azalmaktadır. Şehrin diğer baraj göletlerinde de durum çok farklı değildir. Büyükşehir Belediyesi’nin tüm engellemelere rağmen kendi olanakları ile yaptığı Sarısungur ve Aşağı Ilıca baraj göletlerinin değeri artık daha iyi anlaşılmıştır.

Kentimizin su ihtiyacının karşılanması için sadece Sakaryabaşı projesini tek çare olarak düşünmek doğru değildir. Kesinlikle daha başka alternatifleri de araştırmak gereklidir.

2- Sayın Ayşe Ünlüce’yi sadece Eskişehir halkı değil tüm Türkiye artık tanıyor, seviyor ve güveniyor. Ben şahsen Ayşe Hanım’ın tüm projelerinde olduğu gibi, Sakaryabaşı projesini de yeniden ele alacağını, zayıf noktalarını yeniden değerlendireceğini ve projedeki suyun kullanılma miktarını, zamanını, sistemin “göletli yapısını” başta Çifteler ve kırsal çevresi olmak üzere kamuoyuna her zamanki içtenliği ile açıklamasını bekliyorum.

 Ayşe Başkan’ın, Sakarbaşı projesinin tek başına bir çözüm olmayacağının bilincinde olduğuna da yürekten inanıyorum.

     Mevcut siyasi iktidarın temsilcileri her ne kadar konunun siyaset üstü olduğunu iddia etseler de; Eskişehir kamuoyunun büyük bir bölümü, Sakaryabaşı projesinin mevcut iktidar döneminde kesinlikle yapılmayacağı ile ilgili bir kanaate sahip.

Kuzey-Güney Çevre yolu, Alpu yolu, Seyitgazi, Sarıcakaya yollarını, İzmir hızlı tren hattını ve diğer yatırımları düşündüğümüzde haksız da sayılmazlar...