Ekonomik krizin faturası öğrencilere kesildi. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Taşıma Yoluyla Eğitime Erişim Yönetmeliği’nde bir dizi değişikliğe gitti.

Yönetmelikte yapılan değişiklikle taşımalı eğitim kapsamında ikili eğitim yapan okullardaki öğrencilerin ücretsiz yemek hakları ellerinden alındı.

KÖY OKULLARINI NEDEN KAPATTINIZ?
    Özellikle 2000’li yılların başından itibaren sözde Devletin eğitim yükünü hafifletmek adına bugün “dibe vurmuş” bir eğitim politikası uygulandı.

Bu izlemin önemli ayaklarından birini özel okulların desteklenmesi, diğerini ise köy okullarının kapatılması oluşturdu.
    2002-2003 öğretim yılında köylerde 6 bin 388 okul öncesi, 25 bin 258 ilköğretim, 755 ortaöğretim kurumu vardı. Bu yıllarda 13 milyon 686 bin 616 olan toplam öğrenci sayısının 3 milyon 275 bin 458’i (% 23,9) köylerde bulunmaktaydı.

Bu tarihten günümüze kadar 20 binden fazla köy okulu kapatıldı ve öğrenci sayısının ancak %3,4’ü köylerde kaldı.
BİLGİSİZLİK ARTTI, ÜRETİM AZALDI…
    Köy okulları ve öğretmenlerin köydeki varlığı sadece okuma yazma eğitimini sağlayan unsurlar olarak düşünülmemelidir. Öğretmen, köyün sosyal yapısını güçlendiren, akıl ve bilimin öncülüğünde yaşama dair yeni bakış açıları oluşturan bir rol modeldir. Köy okulları yurttaşları köye bağlayan sosyal gelişimin vazgeçilmez parçasıdır. Köylerde okulların kapatılmasından sonra köyler boşalmaya başladı.
    Bir zamanlar Cumhuriyetin sahiplendiği köy çocuklarının yaşama umutla bakmasını sağlayan okul binaları harabe halinde samanlık, depo, hayvan barınağı oldu. Köylerimiz bilgisizliğe terk edildi. Genel olarak iddia edilenin aksine okullar, köylerde nüfus azaldığı için kapatılmadı; okullar kapatıldığı için köy nüfusu azaldı; tarım ve hayvancılık bu yüzden sekteye uğradı.

    20 binden fazla köy okulunu kapatarak “baykuşlara yuva yapanların”, seçim öncesinde köy okullarının açılmasına yönelik verdikleri sözlerin uygulanmasında belirgin bir ilerleme sağlanmadı. Köylerde yaşayan çocuklar birçok yönü ile sorunlu olan taşımalı eğitime mecbur bırakıldı.
ÖĞRENCİNİN BOĞAZINDAN TASARRUF!..

    Tasarruf tedbirleri kapsamında birçok alanda özenli davranılmazken; zorunlu ve parasız olması gereken eğitim alanında çocuklar yeni mağduriyetlerle karşı karşıya kaldı. Taşıma Yoluyla Eğitime Erişim Yönetmeliği’nde yapılan değişikle taşıma kapsamında olan ve ikili eğitim yapan okullardaki öğrencilerin ücretsiz yemek hakları kaldırıldı. Yani sabah 6’da köyünden aldığınız çocuklar 1-2 saat yolculuktan sonra ulaştıkları ve uzun süre ders yaparak kaldıkları okullarda daha önce yiyebildikleri bir kap sıcak yemeği artık bulamayacaklar; aç/biilaç saatler sonra tekrar köylerine dönecekler.

Bunca savurganlık furyası içinde tasarruf tedbiri olarak bula bula taşımalı eğitim eziyetini çeken çocukların bir öğün yemeğini kesmeyi mi uygun buldunuz?

AÇ KARNINA DERS OLUR MU?

    Ülkemiz çocuklarının bedensel, zihinsel sağlığı ve geleceği üzerinde kalıcı olumsuz etkilere neden olan beslenme yetersizliği sorununun çözülmesi öncelikle ele alınmalı; tüm okullarda ücretsiz kahvaltı/yemek uygulaması “söz verildiği gibi” acilen başlatılmalıdır. Çünkü, “aç karnına ders olmaz!”...

Şimdiye kadar eğitim paydaşlarının yaptığı tüm çağrılar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından duyulmadığı gibi taşımalı eğitim kapsamındaki öğrencilerin bir öğün yemeği de kesildi.

Bu önemli sorunu görmezden, duymazdan gelenlere ve çocuklara seçim öncesi verdikleri sözleri unutanlara Başöğretmenimizin sözünü bir kez daha hatırlatalım; “Vatanı korumak çocukları korumakla başlar.”