Her siyasi ideolojinin kendini tanımladığı ‘kuralları’ vardır. Bu kurallar hem parti içindeki dinamizmi sağlar hem de üyelerin bağlılığını… Çünkü bu kurallar zamanla inanca dönüşür ve somutlaşır.  

Her siyasi ideolojinin kendini tanımladığı 'kuralları' vardır.

Bu kurallar hem parti içindeki dinamizmi sağlar hem de üyelerin bağlılığını… Çünkü bu kurallar zamanla inanca dönüşür ve somutlaşır.

*
Şimdi düşünelim en popüler siyasi partilerimiz kendi kurallarına ne kadar bağlı? Lafta mı özde mi?

AK Parti'ye bakalım;

Yeri geldiğinde Anayasa'yı bile çiğneyen ama kendi söylemleri üzerinden siyaset yapan bir liderleri var. Lider gücünü sadece arkasındaki kitleden mi alıyor? Bence hayır… Kendi koyduğu kurallardan alıyor, kendi kurallarına bağlılığından alıyor. Zaman içerisinde çelişki yaşasa bile… Çelişmekten bile korkmuyor!

Oyunu kuran da kendisi, bozan da kendisi!

Parti içindeki dinamizmi yeniliyor…

Yenilerken sadece laf üretmiyor, gençlere de söz hakkı tanıyor. Göstermelik bile dense 'unvan' sağlıyor, ön plana çekiyor. Teşkilatlarını bazen yeni yüzlerle bazen de genç isimlerle güçlendiriyor…

Ama oyunu her zaman kendi kurallarına göre oynuyor!

Bakın bence bu büyük bir güç!

Haliyle de 'paternalizm' (babacılık) etkisini seven Türkiye'yi de, ister beğenin ister beğenmeyin, arkasından sürüklüyor.

*

CHP'ye gelelim;

Her üyenin, her vekilin, her yönetim kurulu üyesinin ağzından düşürmediği 'ilkeleri' yani kural dediğimiz söylemleri var.

Nedir bunlar; Atatürkçülük: 'Biz Atatürk'ün kurduğu partide O'nun ilke ve idealleriyle siyaset yapıyoruz.' Cumhuriyetçilik: 'Cumhuriyeti biz kurduk sadece biz yüceltebiliriz.'

Sonra liderleri, sorulunca 'ilkeleri'ni unutuyor…

'Gençliğimiz var' diyor parti yüzleri, gençlerini göstermiyor; 'Dönüşüm' diyor dönüştürmüyor…

Bunları yapan sadece parti liderleri ya da önde olan belediye başkanları da değil üstelik. Partide böyle bir kural var!

Geleneksel tutarsızlık kuralı!

Evet, CHP bu ülkenin en köklü partilerinden biri. Kıymetli mi bu ülke için? Elbette çok kıymetli.

Ama nerede, kimin kök salmasını sağlamak da büyük meziyet!

*

İYİ Parti'den bahsedelim biraz da;

Köklü bir parti değil henüz evet ama geleneksel değerlere sahip çıkalım diyen bir parti. Yani damardan giriyor liderleri her konuda! Burada da 'paternalizm' hissediliyor. Ama kararsızlık üyelere kadar yansıyor!

Hem üyeler sürekli fikir değiştiriyor hem de özgül ağırlığı olan yöneticiler!

*

Demem o ki her parti kendi kurallarıyla kazanıyor ve kaybediyor.

Kazanmak da kaybetmek de kural istiyor…