CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz hakkında ‘Katliam Yasası’ olarak anılan Hayvanları Koruma Kanununa karşı düzenlenen bir eylemde yaptığı konuşması nedeniyle ‘halkı kanunlara karşı direnmeye tahrik suçu’ iddiası ile soruşturma başlatılmıştı.

Soruşturmanın açılmasını sağlayan anahtar kelimenin ‘Gezi Direnişi’ olduğu apaçık ortada… Ülke tarihine geçen Gezi’nin hala korkuttuğu bir yanı varsa o da bu buhran içinde yeni bir direnişi ortaya çıkarma ihtimali…

Korkutan da korkabiliyor yani…

*

Dün Cumhuriyet Savcılığı’na ifade veren Talat Yalaz’ı Eskişehir Hayvan Hakları Savunucuları başta olmak üzere CHP’liler ve üç belediye başkanı Ayşe Ünlüce, Ahmet Ataç ve Kazım Kurt yalnız bırakmadı. Vekiller Meclis’te nöbetteydi…

Günlerce süren linç girişimine karşı sosyal medyada örgütlenen CHP’lileri adliye önünde bir arada görmek sosyal medya ve sokak dengesini tutturan bir siyasi enerjiyi de gözler önüne seriyor… Kuşkusuz örgütte olduğu kadar sahada da oluşan Talat Yalaz sevgisinin karşılığını gördük burada.

Yalaz, Eskişehir’de artık tek başına bir siyasi aktör olmayı başarıyor.

*

CHP’lilerin yanı sıra hayvanseverlerin ‘Asla yalnız yürümeyeceksin’, ‘Talat Yalaz yalnız değildir’ sloganları atıldı bekleyiş süresi boyunca… Burada şuna dikkat çekmek gerek ki hayvanseverler örgütlenerek sahip çıktı Yalaz’a dövizlerle, pankartlarla yaptıkları eylemlerini devam ettirirken…

Fakat hiçbir CHP’linin elinde ‘Talat Başkan yalnız değildir!’ dövizi göremedim. Görmeyi beklerdim!

Linç girişimine karşı oluşan desteğin bir hazırlığı da olmalıydı kanaatimce…

*

Biliyorsunuz Yalaz başarılı da bir ceza avukatı… Genç yaşına rağmen mesleğinde emin adımlarla ilerlerken il başkanlığına seçilmesiyle siyaset hayatında önemli bir yer tutmaya başlıyor… Özellikle Eskişehir’de birçok örneği olduğu aşikar olan avukatların siyasetteki başarısını kendi kimliğinde bu ‘vaka’ ile ispatladı diyebiliriz.

*

İfade vermesinin ardından alkışlarla kalabalığa hitap eden Yalaz, hukukçu kimliğiyle konuştu:

İftira atılan suçun bir gerçekliğinin olmadığını vurguladı önce çünkü ortada henüz bir ‘yasa’ yok…

Tüm bu olup bitenin şahsına yönelik değil ‘toplumu korkutmaya’ yönelik olduğuna dikkat çekiyor. Meclis’in, siyasi partilerin dışında sesini duyurmaya çalışan vatandaşın susturulmaya çalıştığını anlatıyor yağmur altında…

Düşünün, çeşitli bahanelerle Türkiye’nin ‘vicdanının’ susturulmaya çalışıldığını anlatıyor 30’larında bir genç!

*

Yalaz konuşmasında CHP’nin siyasi kültürüne de atıfta bulundu. “Bizim sokakları yıkmakla yakmakla işimiz yok. Sokak dediğimiz yer halktır, emekçidir; emektir” diyerek devam etti. “Ama siyasi kültürümüzde TOMA’larla öğrenci çadırlarının arasına dalmak da yoktur” sözleri büyük alkış aldı!

Vatandaşın CHP’yi sokakta görmek istediğinin, direnişin omuz omuza gerçekleşebileceğinin farkında olarak söyledi bunları. Umarım bundan sonra da halkın içinde siyaset yapmaya devam eder… Çünkü sokakta olmayan hiçbir şeyin gerçekliği kalmadı artık.

*

İlham aldığı Nazım Hikmet Ran’ın şiiriyle ‘Boş zamanlarımızı değil, boydan boya ömrümüzü adıyoruz bu mücadeleye’ diyerek tüm siyasi rakiplerine de gerçek ifadesini vermiş oldu!