Rivayete göre İsrailoğulları, Eski Ahit’teki ayinlerinde günahlarını bir keçiye yüklerdi.

Yahudiler, günahlarından arınmak için bu keçiyi çölde terk ederek kendilerini arınmış hissederlerdi. Bir başka rivayete göre de bu keçi, uçurumdan aşağı atılarak günahlardan arınılırdı. İlerleyen dönemlerde de olumsuz durumlarda bir kişinin, grubun veya herhangi bir topluluğun sorumlu tutulmasında, “günah keçisi” deyimi kullanılmaya başladı.

            Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi” de kamu çalışanlarının ve emeklilerin günah keçisi olarak ilan edildiğini düşündürüyor. Zira kamu harcamalarının kısılması konusunda bir belirsizlik söz konusu.

            Kamuda bina, araç, mobilya ve demirbaş gibi alımların 3 yıl süreyle sınırlandırılması, söylemsel olarak kulağa hoş gelmekle birlikte “harcamaların kısılması” konusundaki belirsizlik, çalışanları ve emeklileri yakından ilgilendiriyor. Açıklanan pakette yer alan lojmanların ve servislerin kaldırılması, çalışanları doğrudan ilgilendiren bir prensip. Öte yandan kamu kurum ve kuruluşlarında emekli olan personel kadar alım yapılması da çalışanların iş yüküyle yakından ilgili.

            Kamu personelinin tek bir kurumdan maaş alması ise olumlu bir adım olmakla birlikte bir hayli düşündürücü. Bu gelişme, çeşitli kurumlardaki yönetim kurulu üyeleri başta olmak üzere üst düzey yöneticilerin birden fazla kurumdan maaş almalarının israf niteliği taşıdığının bir itirafı… Öyleyse bugüne kadar israf edilmiş olan kaynakların hesabı kimden sorulacak?

            Kamudaki israfın sorumluları ortaya koyulup gerekli işlemler başlatılmadığı takdirde, açıklanan tasarruf paketi, olumsuz ekonomik ve mali tablolar karşısında öfke duyan yurttaşlara yönelik popülist bir belgeden ibaret kalacaktır. Eğer tasarruf konusunda bir samimiyet söz konusu ise önce kamu mali yönetiminde şeffaflığın sağlanması gerekir. Aksi takdirde kamu çalışanlarının ve emeklilerin günah keçisi ilan edilmesinden başka bir sonuca ulaşmak mümkün değildir.

            Paket açıklanırken Şimşek ve Yılmaz’ın özellikle vurguladığı konulardan birisi enflasyonla mücadele! TÜİK’in 2024 yılı Nisan ayına ilişkin aylık enflasyon oranı yüzde 3,18. Yıllık enflasyon oranı ise yüzde 69,80. Aynı döneme ilişkin ENAG istatistiklerine göre enflasyon aylık yüzde 5,02; yıllık yüzde 124,35. İstanbul Ticaret Odası’nın verilerine göreyse aylık enflasyon yüzde 4,89; yıllık enflasyon yüzde 78,81. Hangi verinin doğru kabul edileceği, okurlarımızın takdirine kalmış… Ancak şu bir gerçek ki söz konusu enflasyon verilerinin müsebbibi emekçiler ve emekliler değildir.

            Enflasyonla mücadele maliye ve para politikalarındaki tutarlılıkla mümkün olur. Ancak bu politikalarda ücretlilerin ekonomik kayıplar yaşaması, enflasyonla mücadeleyi değil yoksullaşmayı tetikler. Enflasyonun düşürülmesini ücretlerin baskılanması yoluyla öngören çözümler 19’uncu yüzyılın klasik iktisadının yaklaşımıdır. Bu yaklaşımın, fiyatlar genel düzeyini korumayı değil ücretlilerin büyük çoğunluğunu yoksulluğa sürüklediği tecrübeyle sabittir.

            Türkiye’de kamunun tasarruf yapması tabii bir ihtiyaç ve hatta zarurettir. Ancak tasarrufun ücretlilere ve emeklilere olumsuz yansıması, sorunun çözümüne değil daha da derinleşmesine yol açar.

            Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın verilerine göre 2024 yılının Mart ayında yaklaşık 4 buçuk milyar dolar cari açık verilmesi ne çalışanlara ne de emeklilere mâl edilebilir. Hele ki aynı dönemde yaklaşık 8 buçuk trilyon TL’lik bütçe gelirlerinin yaklaşık 7 buçuk milyarlık kısmının vergi gelirlerinden oluştuğu durumda… Üstelik bu gelirlerin çok büyük bir kısmının dolaylı vergilerden oluştuğu bir tabloda, kamu çalışanlarının ve emeklilerin günah keçisi ilan edilmesi asla kabul edilemez.

            Son olarak belirtmek gerekir ki 2024 yılının Mart ayındaki 9,8 trilyon liralık bütçe giderleri içerisinde personel maliyeti yaklaşık 2,5 trilyon TL’dir. Buna karşılık cari transferler 4,2 trilyon TL ve faiz giderleri 1,2 trilyon TL’dir. Eğer samimi olarak bir tasarruf yapılması planlanıyorsa bu kalemlere daha fazla odaklanmak gerekir.