Merkez bankası aralık ayının son haftasında TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI 2025-2027 ARAŞTIRMA GÜNDEMİ başlıklı raporunu yayınladı.
Bu raporda ya da metinde 2025-2027 yılları araştırma gündeminin ana hatlarını ortaya konularak fiyat istikrarı başta olmak üzere, beş temel odak noktasını vurgulandı. Ekonomiye ilişkin anlayışı derinleştirmeye çalışarak önceliklendirmenin amaçlandığı konular için stratejik bir çerçeve kamuoyuna duyuruldu.
TCMB’nin üzerinde durduğu 5 önemli odak nokta
1. Enflasyon Dinamikleri, Beklentiler ve Fiyatlama Davranışları
2. Parasal Aktarım Mekanizması, Makro Finansal Etkileşimler ve Operasyonel Çerçeve
3. Finansal Piyasalar, Finansal İstikrar ve Makroihtiyati Politikalar.
4. Fiyat İstikrarı, Sürdürülebilir Kalkınma ve Toplumsal Refah
Verimlilik
Dış Ticaret ve Sermaye Akımları
İşgücü Piyasaları
Toplumsal Refah
5. Yeni Nesil Ekonomi: Fırsatlar ve Riskler
İklim Değişikliği
Dijitalleşme ve Yapay Zekâ
Merkez Bankaları ve Finansal Teknolojiler
Merkez bankasının, dijitalleşme, yapay zekâ ve iklim değişikliği gibi güncel konulara odaklanarak bu alanlarda proaktif olma kararlılığı yani çözüm üreten bakış açısı içinde olunacağının ön plana çıkarılması benim oldukça dikkatimi çekti. Çünkü konuya yerel dinamikler açısından bakarsak Türkiye’de ilk kez Eskişehir Sanayi Odası bünyesinde kurulan ESO Sürdürülebilir Yeşil Sanayi Birimi’nin son birkaç yıldır, yanılmıyorsam 3. Yıla girildi, çalışma yürütmesi, yeşil ekonomi başta olmak üzere firmaların karbon ayak izlerinin tespit edilerek firmalara raporlandığını, yeşil ekonomi çerçevesinde yeşil yol adı altında dış ticaret lojistik ağı kurduğunu yakından biliyor ve takip ediyorum. Eskişehir Sanayi Odası Sürdürülebilir Yeşil sanayi Biriminin sadece bu alanlarda değil, Eskişehirli sanayicilerin yeşil kalkınma hedefleri, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve yeşil dönüşüm konularındaki farkındalıklarını arttırmak ve uygulamaya geçmelerini sağlamak amacıyla ülkemizde örneği olmayan projelere de imza attığına şahit olan biri olarak TCMB’nin Yeni Nesil Ekonomi: Fırsatlar ve Riskler başlığının 2025-2027 öncelikli konular arasında odak konusu olarak göstermesini çok önemsedim.
İHRACATTA EK VERGİ GELECEK
Çünkü İklim değişikliğine uyum sürecinde firmaların daha düşük karbon salımıyla üretim yapmalarını talep edecek olan yeşil dönüşüm süreci çok yakın zaman içerisinde tüm imalat sektörünü kapsayacak. Emisyon ticaret sistemiyle birlikte ilgili standartlara uyum sağlamayan firmalar AB ve ABD’ye olan ihracatlarında ilave karbon vergileri ödemek zorunda kalacaklar. Elbette bu durum üreticilerimizin rekabet gücünü zayıflatacak bir tehdit.
Hatta bu alanda başta ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş olmak üzere EOSB Başkanı Nadir Küpeli’nin de sanayicilere yeşil ekonomi konusunda sık sık çağrıda bulunduğunu özellikle ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın neredeyse her 3 açıklamasından birinin AB ülkelerine ihracat konusunda yeşil sanayinin önemi üzerinde sıklıkla durması Eskişehirli iş dünyasının bu konuda hazırlıklı ve konuya hâkim olduğunu gösteriyor.
Eskişehirli sanayicilerin bir alanda daha yaptığı çalışmaların bir kez daha makro ekonomi politikaların ana konusu içine girdiğini görmek hatta ana odak konularından biri olduğunu gözlemek de bir Eskişehirli olarak bir kez daha göğsümü kabarttı.
Yani Merkez Bankası, teknoloji, iklim değişikliği, yapay zekâ ve dijital dönüşüm gibi unsurların ekonomi üzerinde yarattığı dönüşümü ele alıyor. Teknolojinin hızlı gelişimi, ekonomik büyüme ve refah için önemli fırsatlar sunsa da iklim değişikliği gibi çevresel faktörler bu süreçte engeller teşkil ediyor. Bu durum, yeşil ekonomiye geçişin önemini artırıyor ve dijitalleşme süreçlerinin işgücü piyasasında gelir eşitsizliğini artırma riski taşıdığı belirtiliyor.
ÜRETİM EKONOMİSİNİN YAPISI DEĞİŞİYOR
Türkiye'nin ekonomik yapısının büyük bir dönüşümden geçtiği ifade ediliyor ve bu değişimin adil ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesine yönelik etkili politikaların geliştirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Aynı zamanda, dijitalleşmenin finans sektöründe merkez bankası dijital paraları ve blok zincir teknolojisi üzerinden önemli etkileri olacağı öngörülüyor.
Kısacası Merkez Bankası yeni nesil ekonomi koşullarının fırsatlarının yanı sıra risklerini de net bir şekilde ortaya koyuyor. İklim değişikliği ve dijitalleşmenin getirdiği dönüşüm, Türkiye'nin ekonomik yapısını etkilerken, toplumsal eşitlik ve sürdürülebilirlik konularında dikkatli bir yaklaşım sergilenmesi gerektiği vurgulanıyor. TCMB'nin bu dinamikleri yakından takip edip etkili politikalar geliştirmesi, ekonomik istikrar ve toplumsal refah açısından kritik bir öneme sahip. Ayrıca, dijitalleşme süreciyle ortaya çıkan yeniliklerin, finansal sistemin yapısını değiştirebileceği ve bu durumun etkin bir yönetim gerektireceği belirtiliyor. Bu dönüşümlerin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi, Türkiye’nin gelecekteki ekonomik sağlığı için belirleyici olacak.
Hiç şüphesiz ki içine girdiğimiz yıl birçok iktisadi kavramın yerini yeni ekonomik kavramalara bırakacağı yıl olacak. Merkez Bankasının literatürüne yeşil ekonomi, iklim değişikliği, dijitalleşme kavramlarının girmesi çok yakından takip edilmesi ve ekonominin tüm bileşenlerinin topyekûn entegre olması gereken bir konu olacağa benziyor. Eskişehir Sanayi Odası’nın Sürdürülebilir Yeşil Sanayi Biriminin özellikle yeşil ekonomi, yeşil sanayi noktasında öncü görevi üstlendiğini bir kez daha gördük. Buradan da bu deneyim ve tecrübenin ülkenin diğer kalan odalarına taşınabileceğine inanıyorum.