Hanımlar!
Ayağınızı denk alın bundan böyle.
Kocalarınıza nasıl hizmet edeceğinizin kitabı yazıldı.
Öyle, bilmiyordum…
Duydum, duymadım…
Falan filan demeyin.
***
Hele ki…
Hele ki bundan sonra, yok başım ağrıyor, yok şuram ağrıyor…
Sakın! Sakın ha!
Baş ağrımayı bırak,..
Ne diyor kitap:
'Dayak bile yesen kocana işveli giyin, onun gönlünü al.'
Sağ olsunlar. İyi ki varlar. Değilse…
Değilse bu kadın milletiyle baş edemeyeceğiz.
'Karısını dövmeyen dizini döver' miydi o söz?
Her neyse canım, ha karısını ha kızını. İkisi de aynı şey.
Sonuçta kızın da günü gelince…
Onun için hem kızını döv hem karını.
Yani…
Yani hem anasını hem danasını.
Anasına iki danasına bir !...
Anasına bir danasına iki !...
Canın nasıl isterse.
Ben demiyorum!
Kitap öyle diyor!
Hangi kitap diyecek olursanız…
Hayli mühim bir kitap!
Kütahya Belediyesi'nin, 'Evlilik ve Aile Hayatı' kitabı.
Aile kutsaldır!
Bu kitap da bu kutsal aile mefhumuna hizmet maksadıyla şey edilmiştir.
Yazılmıştır.
O yüzden sakın ha! Sakın dil uzatmayın.
Döveriz!
Kitapta da zaten öyle diyor.
Dövün!
Dövün!
Dövün!
Mesela, diyor ki:
'Kadın erkeğin reisliğine isyan ederse dövülebilir!'
Başka?
Başka,
'Kocası arzuladığı halde süslenmezse dövülebilir!'
Eee?
Eeesi, kitap ne diyorsa o.
***
Daha başka şeyler de diyor kitap.
Çok hoş, çok güzel şeyler.
'Erkek ailenin çobanıdır,' diyor, mesela.
Bu çobanlık işi de epey itibarlı bir iş haline geldi son zamanlarda…
Başka ne diyor?
Diyor ki,
'Kadının çalışması faydasızdır. Kadın çalışma hayatına girerse, kocasına karşı cinsel görevini yapamaz!'diyor.
'Kocası arzuladığında kadınlık görevini yapmayan kadın, suçlu ve günahkardır,' da diyor.

***
Nerden de niyetlendim böyle bir yazı yazmaya.
Kendimi sapık gibi hissetmeye başladım.
O değil de yazıyı eşim okuyunca…
Asıl o zaman yandık.
Ayaklarına kapanıp özür dilemekle yırtabilirsek ne ala.