Türkiye, eskilerin “Seçim sath-ı maili” dedikleri bir eğik düzlem üzerinde hızla “Yerel Seçimler sürecine” girmiş durumdadır.

Bu seçim süreci ülkemiz açısından “yaşamsal önem” taşıyor. Üstelik seçim yolu üzerinde birçok “kör nokta” var…

Ülkemizin şu anda karşı karşıya bulunduğu “yargı, anayasa, tek adam sistemi, gerici kalkışma, ekonomik çöküş” gibi temel sorunları yerel seçim süreciyle ilişkilendirince, en uygun betimlemenin; Shakespeare’in Hamlet oyununda kullanılan “Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!..” diye başlayan o ünlü tirat aklıma geldi…  

O tirattan seçerek alıntıladığım bazı cümleleri sizlerle paylaşıyorum:

“… Bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan. /Yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına? /Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine /Sevgisinin kepaze edilmesine /Kanunların bu kadar yavaş /Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine /Kötülere kul olmasına iyi insanın…”

Önemli olanın “…düşüncelerin bir iş, bir eylem olma gücünü yitirmemesi…” değil mi?

Ama her şeye karşın, savaş üzerine söylenmiş eski bir sözü seçime uyarlarsak; “Hazır ol seçime, eğer istiyorsan demokratik sonuç…” değerlendirmesi yerindedir.

Üstelik ülkemizin önündeki güncel sorunlar, Yerel Seçimleri “genelleştirmiştir…”

Geliniz, 31 Mart 2024’te yapılacak “Yerel Seçimler” sürecini “olgular, olasılıklar ve umutlar” ilişkisi içinde birlikte irdelemeye çalışalım.

“DEMOKRATİK PARLAMENTER SİSTEM” OLMAZSA OLMAZ 

Ülkemizde özellikle son on yıldan beri Tek Adam Sistemine geçiş için yapılan hukuka ve demokrasiye aykırı anayasal düzenlemeler; “Güçler ayrılığına dayalı Demokratik Parlamenter Sistemi parçalamıştır…”

Bu nedenle 2024 Yerel Seçimleri sürecinde, “Demokratik Parlamenter Sistemi savunan güçlü bir blok oluşması” çok önemlidir. Üstelik böyle bir blok, yerel yönetimlerin demokratikleşmesini de önemli ölçüde etkileyecektir.

YEREL SEÇİMLERDE “İTTİFAKLAR” ETKİLİ OLACAK

2024 Yerel Seçimlerinde “İttifaklar” çok büyük önem taşımaktadır. Aslında Genel Seçimlere göre oluşan ittifak sistemi, partilerin kendi aralarında yapacakları iç pazarlıklarla, yerel yönetimlerin oluşumunu doğrudan etkileyecektir. Güncel verilere göre ittifakların durumu şöyledir:

  • Cumhur İttifakı (RTE İttifakı): 2018 yılında temeli atılan bu ittifak, Yerel Seçimler sürecinde AKP, MHP, BBP, Yeniden RP tarafından sürdürülüyor. Hüda Par ve DSP destek veriyor.
  • Millet İttifakı” (6’lı Masa): 2023 Genel Seçimlerinden sonra başta CHP ve İYİP olmak üzere, ittifak içindeki yeni durumlardan sonda bu birlik dağılmıştır.

·         İYİP’in aldığı “üçüncü yol kararı” nesnel olarak Cumhur ittifakının ekmeğine yağ sürecektir…

·         CHP çatısı altında oluşturulacak “Demokrasi İttifakı”, Yerel Seçimlerin en gerçekçi ve güçlü seçeneği olabilir…

·         Önceki süreçlerde “Emek ve Özgürlük İttifakı” ve “Sosyalist Güç Birliği” adı altında oluşturulan ittifaklar, “Demokrasi İttifakı’nın bileşenleri” olmalıdır…

Ülkemizde demokratik uzlaşma kültürünün kısırlığı ve siyasal partilerin üst yönetimlerindeki karşılıklı güvensizlikler, “Demokrasi İçin Birlik” ortak hedefiyle aşılabilir…

DEMOKRATİK SEÇİM GÜVENLİĞİ ÇOK ÖNEMLİDİR

Cumhur İttifakının, “Seçim süreciyle ilgili bazı antidemokratik uygulamaları, AYM ya da YSK kararına dönüştürerek seçim kazanma stratejisi uygulayabileceği…”  olasılığına karşı önlemler alınmalıdır.

 Cumhur İttifakı tarafından 2024 Yerel Seçimlerinin “ikinci ayağı” olarak gündeme sokulmaya çalışılan “Yeni Anayasa…”  ise çok kirli bir seçim taktiğidir…

Seçim sürecinin en tehlikeli tuzaklarından biri de “Muhalif adayların önüne yasaklar koyma ya da kişiliklerinin üzerine kurgulanan algı operasyonlarıdır…”

Demokrasi İttifakı bileşenleri, seçim güvenliğinin sağlanması konusunda mutlaka işbirliği yapmalıdır…

“ESKİŞEHİR İTTİFAKI” SÜRDÜRÜLMELİDİR…

Eskişehir’de özellikle son 25 yıldan beri belediyecilik alanında gerçekleştirilen uygulamaların sonunda kazanılan ulusal ve uluslararası boyuttaki onlarca ödülün kanıtladığı gibi, burada “Çağdaş Belediyecilik” uygulanmaktadır.

Hiç kuşkusuz ki Eskişehir’in çağdaş belediyecilik alanında gösterdiği bu başarının temelinde, “bilim ve demokrasi rehberliğindeki uygulamalar” yatmaktadır. Ancak “bu ittifakın baş mimarının Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen olduğu” da yadsınamaz. 

Son 25 yıl, Eskişehir İttifakının gelişiminde Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in birinci derece etkisi ve katkısı olduğunu açıkça göstermektedir. Böyle bir tarihsel gerçeklik ortadayken, Yılmaz Hoca’nın yeniden adaylığı için “mırın kırın etmek…”, eskilerin deyimiyle tam olarak “abesle iştigal etmektir…” Bu tür varyasyonlar Eskişehir İttifakına büyük zarar verebilir…

Ayrıca, dört dönemdir Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç’ın ve iki dönemdir Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt’un Eskişehir İttifakına katkıları da yadsınamaz, yadsınmamalıdır…

UMUTLAR İÇİN “BİRLİKTE AZİM VE KARARLILIK” GEREKİYOR

Öncelikle, 2024 Yerel Seçimlerinin ülkemiz için çok önemli bir dönüm noktası olduğunun altını kalınca çizmemiz gerekiyor.

Bu bağlamda bu seçimlerde, yirmi yıldan beri ülkemizin başına çöreklenen çağdışı ucube tek adam sistemi zayıflatılarak, yepyeni bir demokratik sürecin önünün açılması çok yüksek bir olasılıktır; güçlü bir umuttur.

Umutların mutluluğa dönüşebilmesi için; “demokratik sorumluluk bilinciyle yoğrulmuş birliktelikle azim ve kararlılık gerekiyor.”

*****  

“10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ” KUTLU OLSUN!

Basın çalışanları için özgün ve önemli olan “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” kutlu olsun.

Eskişehir’de özellikle son yıllarda üç belediyenin desteğiyle katılımlı ve kaliteli olarak kutlanan bu özel güne, ben bu yıl özel durumum nedeniyle katılamadım…

10 Ocak buluşmasını düzenleyenlere, tüm katılımcılara ve tüm basın çalışanlarına selamlar ve saygılar sunuyorum.

Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla, birlikte…