Eskişehir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Ocak ayı ikinci toplantısı önceki gün yapıldı. Tüm kararların oy birliği ile kabul edildiği toplantı, Başkan Ayşe Ünlüce’nin de ifade ettiği gibi “özlenen tablo” havasında geçti.
Toplantıda birçok gündem maddesi oy birliği ile karara bağlandı. Bu kararlar arasında imar ve bayındırlık komisyonu raporlarına ilişkin birçok imar planı değişikleri de vardı. Tepebaşı, Mahmudiye, Odunpazarı gibi ilçeleri kapsayan 26 farklı madde görüşülerek onaylandı. Toplantıda, yurt dışı görevlendirmeleri, geçici işçi kadroları, zabıta ve itfaiye personeline ödenmesi planlanan aylık çalışma ücretleri gibi birçok gündem maddesi masaya yatırıldı. Ayrıca, Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in Büyükşehir Belediyesi’ne yaptığı bağışın kabul edilmesi ve Odunpazarı Belediyesi’ne bağlı yaş sebze ve meyve halindeki tarifelerin belirlenmesine ilişkin maddeler de oy birliğiyle kabul edilen başlıklar arasında yer aldı.
Mecliste kabul edilen kararlardan biri olan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne yaptığı bağışı birçok açıdan büyük önem taşıyordu. Bağış kapsamında sanat eserleri, ödüller, belgeler ve kişisel koleksiyonunda yer alan birçok obje Tarihi Odunpazarı Bölgesi’nde sergilenecek.
Bağış listesinde heykeller, rölyefler, tablo ve büstlerden oluşan 21 farklı kategoriye ait toplam 309 obje bulunuyor. Öne çıkan eserler arasında 18 heykel, 83 çerçeveli karikatür, 25 tablo ve 29 obje yer alıyor. Bağış kapsamında antika telefonlar, gazetelere ait kupürler ve seramik formlar gibi çeşitli koleksiyon parçaları var.
BAĞIŞ SADECE SANAT KOLEKSİYONUNDAN İBARET DEĞİL
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne yaptığı kapsamlı bir bağışla hem sanatın hem de eğitimin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu bağış, yalnızca bir sanat koleksiyonu paylaşımından ibaret değil; aynı zamanda toplumumuzu ileriye taşıyacak bir vizyonun ifadesi.
Büyükerşen’in kişisel koleksiyonundaki 309 değerli eser, tarihi Odunpazarı Bölgesi’nde sergilenecek. Bu eserler hem sanatı halkla buluşturacak hem de kültürel değerlere sahip çıkma konusunda büyük bir adım atılmış olacak. Ancak şu nokta çok önemli: Bağışlanan eserlerden elde edilecek gelirlerin tamamı, ihtiyaç sahibi ve engelli öğrencilerin eğitimine harcanacak. İşte bu, sosyal sorumluluğun en güzel örneklerinden birini oluşturuyor.
ÇOCUKLARIN GELECEĞİNE UMUT OLACAK
Düşünsenize, sanatın tadını çıkarırken aynı zamanda bir çocuğun geleceğine umut oluyorsunuz. Eğitim, bireyleri ve dolayısıyla toplumu şekillendiren en önemli araçtır. Büyükerşen’in bu büyük katkısı, çocuklara sadece eğitim değil; aynı zamanda bir hayal sunuyor. Sanatın ve eğitimin birleşimi, geleceğe dair umudu artırmaz mı?
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin, bu eserlerin korunması, sergilenmesi ve restorasyonu konusundaki taahhütleri de ayrıca dikkat çekici. Bu, sadece bir bağış değil; sürdürülebilir bir model oluşturmanın da başlangıcını ifade ediyor. Sadece sanatın değeri değil; onun toplum üzerindeki etkisi de bu noktada ön plana çıkıyor.
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in bu cesur adımı, hepimize bir şey hatırlatıyor: Sanat ve eğitim, toplumu değiştirmek için en güçlü silahlardır. Bu tür örneklerin çoğalması hem bireylerin hem de şehirlerin gelişimine katkı sağlayacaktır.
Bu vesileyle, Yılmaz Büyükerşen’e ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne özverili katkıları için teşekkür ediyorum. Unutmayalım ki, her eser bir hikâye, her bağış bir umut. Ve bu umut, geleceğimizi inşa etmemiz için bize güç verecektir. Sanatın ve eğitimin birleşimiyle, toplum olarak daha aydınlık bir geleceğe adım atıyoruz.