Yazsan bir türlü, yazmasan bir türlü.
Bekir Coşkun yazdı.
Yazdığı gibi de mahkemelik oldu, milletvekillerine hakaretten.
***
Kimsenin milletvekillerine hakaret ettiği falan yok.
Meclisi aşağıladığı da yok.
Ama milletvekilleri?
Kendileri?
Savaş alanına çevirdiler Meclis'i.
Halkın nezdinde 'gazi' olan Meclis'i.
'Yüce Meclis'i.
***
Biri birinin burnunu kırdı.
Bir başkası kadın vekili boğazlamaya kalktı.
Biri de…
Nasıl yaptı bunu hayret!
Vekilin bacağını ısırdı!
Elinden almasalar…
Ham hum şaralum!
Vekil yok ortada.
***
Reis-i Cumhurumuz da işaret buyurdular Cuma namazı çıkışında:
'Milletvekilimizi dişlemişler!'
Yani?
Yani ısırmışlar.
Ayıp ayıp!
İnsan insanı ısırır mı hiç?
Gerçi suçlanan vekil,
'Ben ısırmadım, at ısırmıştır!' dedi ama…
Atın ne işi var yüce mecliste!
***
Efendiler!
İnsan insanı ısırmaz.
İnsan insanı ya gammazlar…
Ya bıçaklar…
Sol kasığından ya da sırtından.
Yahut da alnının ortasından tek kurşunla…
Vallahi yakıştıramadım vekillerimize bunu.
Başbakanımızın da söylediği gibi,
'Meclis barbarların yeri değil!'
Barbarlık bu.
Ayıp!
Çok ayıp!
***
Adı lazım değil.
Partisi de lazım değil.
Biz partizanlık yapmıyoruz burada.
Doğruya doğru, eğriye eğri.
Bir vekilimiz de kürsüye çıkmış saldırganlığının nedenini açıklıyor:
'Ben de insanım. Karnım da acıktı!'
Eee?
Vekilimizi mi yiyeceksin 'karnım acıktı' diye?
Yedirmeyiz sana vekilimizi.
Önce Reis-i Cumhurumuz.
Sonra Başbakanımız.
Sonra da bu millet yedirmez sana vekilini.
Sen ye diye mi gönderdi millet, vekilini Meclis'e?
Yüce Meclis'e.
Gazi Meclis'e.
Oldu olacak bir de kazan gönderseydik, acıktıkça birer birer…
Gerçi Meclis'i zaten kaynayan kazana çevirdiniz ya…