Sevgili okurlar, geçtiğimiz günlerde bir devlet dairesine uğradım.

Yıllarını devlet hizmetine adamış, artık yaş itibariyle istirahat zamanı gelmiş ama kara kara düşünceye dalmış ve bir hayli de üzüntülü gördüm sebebini sorduğumda başladı dertlenmeye.

Benim yaş haddinden emekliliğim hemen hemen geldi ama sıkıntım büyük, şu an maaşım oldukça iyi fakat emekli olursam, bu paranın yarısını dahi alamayacağım. Çocuklarım okuyor, acaba ben ne yapacağım diyor. Şöyle bir fikir geldi aklıma; benim yaşımı babam benim haberim olmadan o zaman 5 yaş mahkeme kararıyla büyütmüş, avukatla konuştum dava açsam benim gerçek yaşım şu desem, ve nüfus kayıtlarını istetsem, bu davayı kazanma ihtimalim olur mu diye düşünüyorum. Avukat pek ihtimal vermiyorum ama bir deneyelim dedi ama bunun karşılığında bayağı bir meblağ istedi. Onun  için düşünüyorum dedi. Tabi bunu hukuk bilir…

Ama asıl mesele emekliyi bu hale düşürenlerin düşünmesi lazım, çünkü hangi topluluğa gitsen gerçekten emeklileri küçük görüyorlar. Bu durumu bilen devlet memuru da emekli olursam perişan olurum diye emekli olmak istemiyor. Geriden gelen gençlere yer açılmıyor. Yıllarını devletine vermiş, bu kişileri bu kadar rencide etmenin, küçültmenin bir alemi var mı?

Yaşayabileceği kadar maddi imkan versen de, kendine beddua ettirmesen ne olur? Bir tarafta milyarları götürenler, diğer yanda yaşam savaşı veren bu aziz elleri öpülesi kimseler. Yarın mahşer günü hesabın açılacağı o ebedi hayatta hesabı nasıl vereceksiniz? Dünya fani ahiret ise ebedi ve sonsuzdur.

Esas olan şu kısacık dünya hayatından sonra orada ebedi saadeti yakalayabilmek gayemizin başında bu olmalı ey bu pınarın başında olanlar. Bunu iyi düşünün ve ona göre karar verin, Allah yardımcımız olsun.