'Elin iyisi, evin delisi!'
Adam kahveden, meyhaneden, oradan buradan…
Yahut da işten eve gelip ortalığı birbirine katıyor.
Oysa kahvede, okey masasında gayet iyi bir insan…
Gelene gidene çay söylüyor.
'Ne içersin abi? İç, bir şey iç benden.'
Gözünü okey taşlarından ayırmadan da olsa çayını getirip masaya bırakan çaycıya her defasında teşekkür ediyor.
Para mı toplanacak mahallenin fakirine?
Eli cebine ilk onun gidiyor.
Merhamette, yardımseverlikte üstüne yok.
Kahveden eve gelirken mahallede karşılaştığı komşuları; eski, yeni tanıdıkları selamlamayı, hal hatır sormayı ihmal etmiyor.
Hatır sayan, efendi bir insan.
***
Meyhanede iki kadeh içince şeker gibi bir insan oluyor.
Ağzından bal damlıyor.
Meyhaneciye bile durup durup sarılası geliyor.
Eli açık, cömert, kibar…
İki kadeh daha içecek olsa haktan, hukuktan, adaletten bile söz ediyor.
Hele bir sevgiden, saygıdan, maneviyattan, iç güzelliğinden…
Hayırseverlikten, dinden imandan söz edişi var ki…
Sorgusuz sualsiz cennetlik!
***
İş yerinde kimseye kötü bir söz söylemez.
Kimseye saygıda kusur etmez.
Mesai arkadaşlarıyla iyi geçinir.
Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmaz.
Hele bayan mesai arkadaşlarına karşı…
Diyelim ki tam bina kapısının önünde bayan mesai arkadaşıyla karşılaştı.
Sadık bir uşak gibi kapıyı sonuna kadar açıp tutar.
O içeri girmeden kendi içeri girmez.
***
Oturduğu apartmanda da öyle…
Sessiz, sakin.
Herkese karşı saygılı…
***
Ama!...
Ama evde!...
İzmir'de eve alkollü gelen adam on sekiz yıllık eşini 'bakımsız bir kadınsın sen' diye dövüyor.
Kafasını duvara vura vura komaya sokuyor kadını.
Beş gün yoğun bakımda kaldıktan sonra öldü kadın.
Henüz daha otuz sekiz yaşında.
***
Gaziantep'te yirmi dört yaşındaki genç kadını eşi sokak ortasında, gelip geçenin, üç yaşlarındaki küçük çocuklarının gözü önünde tekmeleyerek dövüyor.
***
Kocaeli'de bir kardiyolog, boşandığı eşine beş yaşındaki kızlarının gözü önünde tekme tokat saldırıyor.
Kadını yumrukluyor.
Öldürmekle tehdit ediyor.
***
Söylentiye göre Yunus'un şiirlerini bulan Molla Kasım, şiirleri okuduktan sonra 'bu nasıl şiir böyle' diye yırtıp yırtıp denize atıyormuş.
Ama şu dörtlüğü okuyunca korkup şiirleri yırtmayı bırakmış.
'Derviş Yunus bu sözü
Eğri büğrü söyleme
Seni sıygaya çeker
Bir Molla Kasım gelir'
Şimdi biz de şu sözü doğru dürüst söyleyelim, bir gün bir Molla Kasım gelip bizi de sorguya çekmesin diye.
Böylelerine,
'Elin iyisi, evin ayısı!' denir aslında.