Önceki gün yani 06 Şubat 2025 tarihli “Kız Çocukları Eskişehir’de Eğitimden Uzaklaşıyor” başlıklı yazımda Eskişehir’deki kız çocuklarının ilkokula ve ortaokula gitme oranlarını paylaşmış ve kaygı verici düşüşe dikkat çekmeye çalışmıştım.
Hepimizin gurur duyduğu Eskişehir, Türkiye’nin eğitim seviyesi en yüksek şehirlerinden biri olarak bilinmesine rağmen son yıllarda TÜİK’in verilerine göre kız çocuklarının ilkokul ve ortaokul okullaşma oranlarındaki düşüş, bu aydınlık kentin dahi eğitimde yapısal sorunlarla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. 2012’de ilkokula gitme oranı yüzde 98,2 olan kız çocuklarının, 2023’te bu oran yüzde 94,6’ya, ortaokulda yüzde 95,9 olan oran ise yüzde 93,4’e gerilemiştir.
Türkiye genelinde de benzer gerilemenin olduğunu tespit ederek (ülke genelinde kız çocuklarının ilkokula gitme oranı 2012’de %98,9 iken 2023’te %95’e, ortaokula gitme oranı ise 2012’de %98,7’den %95,6’ya gerilemiş) bu durumun, sadece eğitim camiasının değil, toplumun tüm katmanlarının acil müdahalesini gerektiren bir sorun olarak karşımıza çıktığını düşünüyorum. Peki, neden böyle bir düşüşle karşı karşıyayız? Bu gerilemenin sebeplerini anlamak için çok boyutlu bir yaklaşım şart.
İLK AKLA GELEN 3 NEDEN
İlk akla gelen sebeplerden biri, toplumdaki değişen değer yargıları olabilir. Kız çocuklarının eğitimi konusundaki toplumsal bakış açısının zayıflaması, okullaşma oranlarını doğrudan etkileyebilir. Ailelerin, kız çocuklarının eğitimi yerine erken yaşta evliliği ya da çalışma hayatına atılmasını teşvik etmesi, bu düşüşün arkasındaki sosyolojik ve ideolojik temel olabilir.
Ekonomik sıkıntılar da birçok ailenin çocuklarını okula göndermesinin önünde engel teşkil edebilir. Artan yaşam maliyetleri, ailelerin önceliklerini değiştirebilir ve eğitim masrafları gözden çıkarılabilir. Eğitimde ulaşım, kıyafet, kitap ve benzeri giderlerin aile bütçelerinde yer bulamaması, bu eğilimin bir diğer nedeni olarak karşımıza çıkıyor.
Ne yazık ki, kız çocuklarının eğitimi konusunda yetersiz kalan politikaların da bu düşüşte payı var. Eğitimin sadece bir okula gitmekle sınırlı olmadığı, bireylerin hayatlarında sürdürülebilir değişiklikler yaratması gerektiği bilinci eksikliği, sorunların çözümünü zorlaştırıyor. Bana göre tekrar etmem gerekirse bu sorunun ortadan kaldırılması için Valilik ve belediyeler, kadınların ve kız çocuklarının eğitimi konusunda daha fazla projeye öncülük etmeli ve bu konunun üzerine kararlılıkla gitmelidir.
Kadınların eğitimini desteklemek amacıyla genel bir tarama yapılmalı, kız çocuklarının okullaşma oranlarının gerilemesinin arkasındaki nedenler tespit edilmeli, bu nedenleri ortadan kaldıracak çalışmalar içine girilmelidir. Hatta burs programları oluşturulmalı, okula erişimlerini kolaylaştıracak ulaşım ve sosyal destek hizmetleri sağlanmalıdır. Ayrıca ekonomik bağımsızlıklarını güçlendirmek için mesleki eğitim kursları ve girişimcilik projeleri teşvik edilmelidir.
VALİLİK VE YEREL YÖNETİMLER GÖREVE
Valilik ve Belediyelerin Rolü: Valilik ve belediyelerin önceliği, kız çocuklarının eğitimine dönük projeler geliştirmek olmalıdır. Eğitim konusunda sosyal farkındalığı artıracak kampanyalar düzenlemek ve projeleri desteklemek üzerine çalışmalar yapılmalıdır.
Burs ve Destek Programları: Ekonomik engelleri aşmanın en etkili yolu, kapsamlı burs ve destek programları oluşturmaktır. Kız çocuklarının eğitime katılımını artırmak için ulaşım desteği, burslar ve yemek yardımları sağlanmalıdır.
Mesleki Eğitim ve Girişimcilik: Kız çocuklarının ve genç kadınların ekonomik bağımsızlığını sağlamak için mesleki eğitim kursları düzenlenmeli, girişimcilik ruhu aşılanmalıdır. Böylece yalnızca eğitim değil, aynı zamanda ekonomik güçlenme de sağlanabilir.
Eskişehir’deki bu düşüş, bir uyanma çağrısıdır. Kız çocuklarının eğitim hakkı, toplumsal eşitliğin en temel direklerinden biridir. Bu sorunu çözmek için toplumsal birliktelik şarttır. Ortak çalışarak, kız çocuklarının geleceğini inşa edebiliriz. Her çocuğun hakkı olan eğitime erişimi sağlamak, bugünümüz ve geleceğimiz adına atılacak en önemli adımlardan biridir.