Ne oldu şimdi?
Bu hafta sonu da sokağa çıkmadık.
Bir faydası oldu mu, virüsün yayılışını durdurabildik mi?
Bir garip kapanış bizimki…
Faydası vardır mutlaka da…
Ne bileyim işte, insan şaşırıyor biraz.
***
Alınan kararları, uygulamaları anlamaya…
Kavramaya çalışıyorsun.
Düşünüyorsun…
Çözmeye çalışıyorsun…
Bir mantık bulmaya çalışıyorsun…
İşin içinden çıkamayınca da,
'Vardır bir bildikleri,' diyorsun.
***
Hiç faydası, mantığı yok da değil elbette hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamasının.
Sanırım buradaki amaç, çarşı pazardaki hafta sonu yoğunluğunu azaltmak.
'Ya işe git ya evinde otur!' mantığı yani.
Hafta sonu resmi kurumlar kapalı olduğuna göre…
İşe gidecek halin yok.
'O zaman evinde otur!'
***
Ama öyle olmuyor işte.
Üretim zincirinde çalışanlara kısıtlama yok.
Fırınlar, marketler açık.
İşe gitmesen de fırına, markete gidebilirsin.
***
Ben de,
'Yetti artık!' deyip…
Demesek iyiydi ama…
Cumartesiyi tamamladıktan sonra, pazar günü ekmek almaya gittim, mahalledeki fırına.
Öğleden sonra saat üç sıralarında bile fırının önünde sıra vardı.
İnsanlar garip bir şekilde sürekli ekmek alıyordu.
Fırından sonra, buraya kadar gelmişken markete de gireyim, alınacak bir şeyler vardır mutlaka, deyip fırının bitişiğindeki marketlerden birine girdim.
O ne kalabalık!
Çoluk çocuk…
Ana baba günü…
Sanki bayram alışverişinde insanlar.
Büyük market arabalarına abur cuburlar, litreler dolusu gazlı içecekler doldurulmuş.
Reyonlar arasında çocuklar koşturuyor.
İnsanlar marketin içinde sokakta, caddede gezinir gibi geziniyor.
Sultan'ı aradım, marketten bir şey lazım mı, diye.
Gürültüyü duyunca,
'Ne geziyorsun sen orada?' dedi.
'Yasal hakkımı kullanıyorum,' dedim.
'Çabuk eve gel!' dedi. 'Delirdin mi sen!'
'Delirdim! Ne yapayım, delirdim!'
***
Hemen teflonu kapatıp marketten çıktım.
Neredeyse koşarak eve geldim.
Elimde de ekmek, izin belgesi gibi.