Adam bahçenin dört bir tarafını tel örgüyle çevirmiş.

Tel örgünün sağına soluna astığı karton levhalara,
“Köpek var. Köpeğin golden olduğuna aldanmayın. Havlar, ısırır.”

Yazıyı gören şaşırıyor.

“Havlar, ısırır!”

Golden mi?

O güzelim, o altın sarısı köpek mi?

Bence o utanır, havlamaz.

***

Anlaşılan adam hayvansever.

Köpeği almış ama sonra…

Bakımı zor.

Yedirmesi, içirmesi ateş pahası…

Çareyi, iyi kötü demeden, onu bahçede çalıştırmakta bulmuş.

İşi bekçilik.

Zor bir iş sayılmaz.

“Havlayacak, ısıracak.”

Ne diyeceksin.

Bizde bu kadar oluyor hayvanseverlik.

***

Bir tanıdığın kedisi de kafayı kırmış.

Kimi denk getirirse, ensesine tokat patlatır gibi yüzüne pençeyi yapıştırıyormuş.

“Bu manyaktan nasıl kurtulacağımı bilmiyorum. Şu çip işi olmasa!...” diyor.

E tabii, bir hayvansever olarak seveceği kadar sevmiş kediyi, şimdi ondan kurtulma zamanı!

***

Parkta görüyorum bazen.

Sahibinin kucağında geliyor parka.

Şu küçük, beyaz köpeklerden…

Hakikaten küçük bir çocuğa benziyor.

Yaramaz, sevimli…

Cin gibi de uyanık.

Sahibi yere bırakınca, parkta bir o yana koşturuyor bir bu yana.

Hayvansever sahibi de peşinde.

“Gel kızım!”

“Gel annem!”

Kocasını gösteriyor:

“Koş, babana koş!”

Köpeğin onu iplediği falan yok, o kendi kendine bağırıp duruyor sağa sola.

O arada sokak köpekleri de peşine takılıyor bizim süslü finonun.

Onunla oynamak, ona biraz takılmak istiyorlar.

Çok şımarıp, kendilerine hava atmaya kalkarsa, “siz sokak köpeği, ben ev köpeği” diye, onu şöyle hafifçe okşamaya niyetleri de var gibi gözüküyor tabii.

Hayvansever kızıyor, bağırıp çağırıyor sokak köpeklerine.

Kendi köpeğini seviyor ama sokak köpeklerini sevmiyor.

İnsan şaşırıyor, bu nasıl hayvansever diye.

Bizim hayvansever, Nazım Hikmet’in dediği gibi,

“Hayatta yalnızca kedileri ve köpekleri sevdi. Ama kendininkileri…”

***

Her mahallede olduğu gibi bizim mahallede de epey hayvansever var.

Sokak köpeklerini biber dolmasıyla, imambayıldıyla, alinazikle besliyorlar.

Hünkarbeğendi bile var köpeklerin önüne konan yiyeceklerin içinde.

Köpek hünkarbeğendi yer mi?

Yemez!

İyi bir hayvansever olarak, evlerinde kalan yemek artıklarını…

Eskimiş, bozulmuş, çöpe dökülecek yemekleri köpeklerin önüne koyuyorlar.

Sizin yemediğinizi köpekler yer mi?

Bir iki koklayıp gidiyorlar.

Sonra o yemek artıkları sokaklarda kokmaya başlıyor.

Zaten bizim bu hayvanseverler bana her zaman biraz kuşkulu gelmiştir.

Sevdikleri hayvanlar mı, yoksa kendileri mi?

Bunu anlamak biraz zor!