2024 yılından mutluluk dilerken hemen yılın başlamasıyla Japonya’nın Batı kıyılarından 7.6 büyüklüğünde deprem haberi geldi.

Japonya’daki deprem 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli 7.6 büyüklüğündeki ikinci depreme büyüklük ve yüzeye yakınlık açısından çok benzer. Ancak 6 Şubat depremleri bizde 11 ili yıktı, resmi rakamlara göre 50 binden fazla can aldı. 35 binden fazla bina yıkıldı ve 300 bine yakın bina ağır hasar aldı. Afet sonrası 2 milyondan fazla kişi barınma sorunu yaşarken en az 5 milyon kişi farklı bölgelere göç etti. Yaklaşık 650 bin çalışanın geçim olanaklarını kaybettiğini duyuruldu. Japonya’da ise evlerin çoğu ayakta, 126 can kaybı var.

Türkiye’yi sarsan deprem Japonya’yı sarstığında maruziyet çok daha az olduğuna göre, köşe yazılarımın birçoğunda işaret ettiğim konularda acilen önemli iyileştirmelere ve kentlerimizin ve toplumumuzun dirençliliğini artırmaya ihtiyacımız var. Japonya’nın nelerde başarılı olduğu bizim neleri iyileştirmemiz gerektiği konusunda Hürriyet Gazetesinde yer alan açıklamalarında Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki ülkesinin nasıl başardığını, depremde yıkılmamamız için bizim neler yapmamız gerektiğini anlatmış. Bu kapsamda Moiwaki’ye göre "Japonya'da zemin, bina, ve yapı ruhsat konuları sıkı kurallara ve denetime bağlıdır. Bu kuralların dışına çıkılamaz, bu nedenle binalarımız sağlam ve güvenlidir. İnsanlar deprem olduğunda binalardan korkmaz; aksine güvenli oldukları için içeri girmeyi tercih ederler. Türkiye deprem ülkesi olmasına rağmen, Japonya'daki gibi etkili bir deprem eğitimi yok. Japonya'da deprem eğitimi anaokulundan başlıyor. Ben 32 yıl önce Türkiye'ye geldiğimde 'Aman depremi çocuklar duymasın' deniyordu. Tam tersi, çocuklara depremi oyun gibi anlatmalıyız ve Japonya'daki gibi anaokulundan itibaren haftada iki kez tatbikat yaptırmalıyız. Şu anki deprem yönetmeliği Japonya ile benzer. 2000 sonrasında yapılan binalar daha güvenli, ancak Türkiye'deki yapı stoğu kötü durumda. Japonya'da binalar depreme dayanıklı; binada biraz sıkıntı olsa da zemin iyiyse sorun çıkmaz. Kahramanmaraş'taki depremden sonra bölgede incelemeler yaptım ve TOKİ konutlarının zemin etüdü yapılmış olduğunu, binaların iyi zemine inşa edildiğini gördüm. TOKİ konutları örnek alınmalı. Türk müteahhitleri dünya genelinde depreme dayanıklı devasa yapılar inşa ediyor. Ancak küçük çaptaki müteahhitler neden sağlam bina yapamıyor, neden kötü zemindeki yeni binalara izin veriliyor? Türkiye'deki sıkıntı 2018'e kadar devam etti, ancak 2018 sonrasında neredeyse Japonya ile benzer bir duruma gelindi. Sorun büyük ölçüde uygulama ve eğitimde yatıyor."

Moriwaki’nin belki de Japonya ve Türkiye arasındaki farkı en çarpıcı şekilde açıklayan vurgusu şu şekilde: "Bizde deprem olduğunda insanlar, camlar ya da tabelalar sarsıntı ile düşebileceği için daha sağlam ve güvenli oldukları binalara kaçarlar. Türkiye'de ise tam tersi oluyor; insanlar camlardan, balkonlardan aşağı atlıyor."

Moriwaki’nin açıklamalarındaki Japonya'nın deprem güvenliği konusundaki başarılarına odaklanarak, ülkemizin bu alanda yapması gerekenleri şöyle özetleyebiliriz: Japonya'da binaların yapımı sıkı inşaat standartlarına ve denetimlere tabidir. Türkiye'nin de bu konuda benzer sıkı kurallara sahip olması, yapıların sağlam ve güvenli olması açısından önemlidir. Japonya'da deprem eğitimi, çocuklardan itibaren başlar ve haftada iki kez tatbikatlar yapılır. Türkiye'de deprem eğitimine daha erken yaşlarda ve etkili bir şekilde başlanmalıdır. Deprem eğitimleri, uzmanlar tarafından doğru materyallerle verilmelidir. Bu eğitimler, halkın doğru davranışları öğrenmesine ve deprem anında güvenliği sağlamasına yardımcı olmalıdır.

İnşaat mühendisleri ve mimarların eğitimi, depreme dayanıklı binaların tasarımında ve inşasında önemlidir. Türkiye'de bu alandaki eğitim ve uygulamalara daha fazla odaklanılmalı ve eğitimin merkezinde kurduğumuz kentlerde ve inşa edilecek yapılarda insanlarımızı hayatta tutacak uygulamalar yer almalıdır. Ayrıca Türkiye, deprem riski taşıyan bölgelerde bilimsel araştırmalara ve tasarım ve mühendislik çalışmalarına önem vererek, gelecekteki depremlere daha iyi hazırlıklı olması sağlanmalıdır.

Türkiye'nin, deprem stratejisi ve eylem planını güncellemesi ve gelecek yılları kapsayacak şekilde yeni bir plan hazırlaması önemlidir. Bu plan, bilimsel ve kurumsal gelişmelere dayanmalı ve deprem sonrası elde edilen derslerden öğrenim çıkarmalıdır.

Japonya'da yapıların zemin etüdüne dayalı olarak inşa edildiği ve binaların iyi zeminlere yapıldığı belirtilmiştir. Türkiye'nin de benzer uygulamalara odaklanması gerekmektedir. Bu kapsamda imar planları gözden geçirilmeli ve deprem riski taşıyan alanlarda yerleşim yapılmasına izin verilmemelidir. Yerel yönetimler, hükümet ve halk işbirliği içinde deprem riski taşıyan bölgelerde etkili çalışmalar yapmalıdır. Yine bu kapsamda deprem riski taşıyan bölgelerde kentsel dönüşüm çalışmaları yapılmalı, yapı stoku güçlendirilmeli ve deprem dayanıklılığına odaklanan yeni projeler geliştirilmelidir. 

Japonya’dan gelen deprem haberiyle 2024'e hoş gelmeyen bir başlangıç yaşadık. Kahramanmaraş’taki 7.6 büyüklüğündeki depremle benzer karakterde olmasına karşın, Japonya'nın depreme karşı sergilediği direnç, Türkiye'nin acil bir uyanışa ihtiyaç duyduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki'nin ifadeleri, sıkı inşaat kuralları, etkili eğitim ve bilinçli toplum yaklaşımının ne kadar kritik olduğunu gösteriyor. Türkiye'nin deprem riskini azaltmak ve kayıpları en aza indirmek adına bu örnekleri ciddi şekilde değerlendirmesi, kentleri ve toplumu dirençli hale getirme çalışmalarına odaklanması ve bilinçlendirme kampanyalarını hızlandırması gerekiyor.

Gelecek nesillerin güvenliği için, şimdi harekete geçme zamanı. Ancak Moriwaki’nin kısaca özetlediği Japonya ve Türkiye arasındaki farklara odaklanarak, ülkemizde deprem riskinin azaltılması ve deprem anında daha etkili bir şekilde mücadele etmesi mümkün olacaktır.