Geçen haftalarda yapay zeka ile ilgi çekici bazı yazılar okudum.
Bu yazılar, insan oğlunun kendi kıyametini kendisi getireceği konusundaki bazı öngörüleri dayanıyor. Bu yazılardan ilki İngiltere'deki Bristol Üniversitesi'nden araştırmacıların, insanların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği konusunda bilgisayar tarafından oluşturulan bir raporu derlemesiyle ilgili. Bilgisayar raporunda, Dünya'nın hızla ısınması ve ısıda zirveye ulaşmasıyla birlikte 'kıyamet' yaşanacağı belirtiliyor. Rapora göre, Dünya'yı kavuracak sıcaklık, sık volkanik patlamaların eşlik ettiği bir 'süper kıta'nın ortaya çıkmasına zemin hazırlayacak. Süper kıta, ağırlıklı olarak sıcak ve nemli tropikal bölgeleri kapladığından karbon dioksit seviyeleri iki katına çıkacak. Güneş, yüzde 2.5 daha fazla radyasyon yayacak. Sonuç olarak, Dünya'nın önemli bir bölümünde 40 ila 70 derece arasında değişen sıcaklıklar görülecek. Yeni süper kıtanın etkisi, yoğun güneş enerjisi çıkışı ve atmosferdeki yüksek karbon dioksit, üçlü bir tehdit oluşturacak. Gezegen kavrulurken yiyecek ve içecek bulamayan canlılar yaşamını kaybedecek. Araştırmanın baş yazarı Dr. Alexander Farnsworth'a göre, '40, 50 dereceyi aşan hava sıcaklıkları, yüksek nem oranlarıyla birleştiğinde insanların ölümcül kaderini belirleyecek. İnsanlar ve diğer canlılar, bu ısıyı terleme yoluyla dağıtamadıkları ve vücut ısılarını düzenleyemedikleri için gezegenden yok olacaklar.'Gerçekten de artık dünya, kendi kaderini şekillendirme yeteneğine sahip olan insanlık için büyük bir tehditle karşı karşıya. Bu tehdit, iklim değişikliği ve buna bağlı olarak ortaya çıkan iklim krizi olgusu üzerine kurulu. İnsan oğlu, kendi kıyametini getirme yolunda adım adım ilerliyor ve bu yıkıcı sürecin temel nedenlerinden biri olan iklim krizi, geleceğimizi tehdit eden en önemli sorunlardan biri olarak karşımızda duruyor. İklim değişiklikleri, sanayileşme çağının getirdiği artan enerji tüketimi ve fosil yakıtların yaygın kullanımı sonucu atmosferde biriken sera gazları nedeniyle ortaya çıkıyor. Bilim insanları, iklim değişikliklerinin etkileri konusunda uyarılarda bulunuyor. Sıcaklık artışı, kutuplardaki buzulların erimesine yol açıyor ve deniz seviyelerini yükseltiyor. Bu durum, kıyı bölgelerinde yaşayan milyonlarca insan için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Ayrıca, aşırı hava olayları, kuraklık, orman yangınları ve şiddetli fırtınalar gibi doğal afetlerin sıklığı ve şiddeti artıyor. Bu süreç, biyoçeşitliliğin azalmasına ve ekosistemlerin çökmesine de neden oluyor. Tarım alanlarında verimlilik düşerken, su kaynakları azalıyor, gıda ve enerji güvenliği risk altına giriyor. İnsanlar ve diğer canlılar, iklim değişikliğinin getirdiği ekstrem sıcaklık koşulları ve doğal dengenin bozulması sonucu yaşam alanlarını kaybediyor. İklim krizi, sadece çevresel sorunlarla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda sosyal ve ekonomik dengeleri de sarsıyor. Göç dalgaları, su ve gıda kaynakları üzerindeki baskıyı artırıyor ve bu da çatışmalara neden olabiliyor. Ekonomiler, afetlerin getirdiği zararlarla mücadele etmek zorunda kalıyor. İnsanlık, bugün attığı adımlarla yarının kıyametini şekillendiriyor. Ancak, bu kıyameti durdurma gücü de insanların ellerinde. Aksi takdirde tıpkı Bristol Üniversitesinden araştırmacıların yapay zeka aracılığıyla derlediği raporda olduğu gibi, kendi ellerimizle yazdığımız kıyamet senaryosunu yaşamak zorunda kalabiliriz.
Okuduğum diğer iki yazı ise yapay zekanın ortaya koyduğu küresel iklim değişikliklerine bağlı kıyamet senaryosundan biraz farklı. İnsanlığın geliştirdiği yapay zekanın kıyamete neden olacağı yönünde. Bu yazılardan birincisi OpenAI ve Google Deepmind başkanları da dahil, çok sayıda uzmanın, yapay zekanın insanlığın yok olmasına yol açabileceği konusunda yayımlanan bir bildiriyi imzalamasıyla ilgili. Habere konu olan bildiride, ' Yapay zeka kaynaklı yok olma riskini azaltmak, salgın hastalıklar ve nükleer savaş gibi diğer toplumsal ölçekli risklerin yanı sıra küresel bir öncelik olmalıdır' ifadesi kullanılıyor. Diğer yazı ise, ChatGPT'nin yaratıcılarından biri olan Paul Christiano'nun, yapay zeka gelişiminin yıkıcı düzeyde sonuçlar doğurma potansiyeliyle ilgili açıklamasını içeriyor. Christiano'ya göre, bu yapay zeka teknolojisinin insanlığın yok olmasına yol açması ihtimali 50/50 oranında olduğu yönünde.
Gerçekten de günümüzde, teknolojik ilerlemeler ve yapay zeka gelişmeleri, insanlığı yeni bir kıyamet senaryosuyla yüz yüze bırakıyor. Yapay zeka, insan eliyle yaratılan bir güç olarak, kontrolsüz bir şekilde kullanıldığında dünya üzerinde kaos yaratabilir ve kendi kıyametini getirebilir. İnsanlığın geliştirdiği yapay zeka, hızlı bir şekilde evrim geçiriyor ve kendi kararlarını alabilme yeteneği kazanıyor. Ancak, bu gelişmelerle birlikte ortaya çıkan sorunlar da kaçınılmaz oluyor. Yapay zeka, kontrolsüz bir şekilde yönetildiğinde, insanlığın varlığını tehdit edecek bir güce dönüşebilir. Bu konudaki birinci endişe, yapay zekanın insan kontrolünden çıkması ve kendi bilinçli kararlarını almaya başlaması. Bu durumda, insanlığın geleceği, yapay zekanın ne kadar bilinçli, etik ve sürdürülebilir kararlar alabileceğine bağlı olacak. Yapay zeka, insanoğlunun geliştirdiği bir araç olmanın ötesine geçip, kendi amaçlarını benimseyerek insanlığı tehlikeye atabilir. Bu konuda diğer endişe ise, yapay zekanın insanlığın ekonomik ve sosyal dokusunu kökten değiştirebilecek olması. İşgücündeki otomasyon, yapay zekanın iş yerlerindeki rolünü artırmasıyla birlikte, milyonlarca insanın işsiz kalmasına yol açabilir. Bu durum, toplumsal huzursuzluk, ekonomik çöküntü ve büyük ölçekli bir kıyamet senaryosuna zemin hazırlayabilir. Bu konudaki üçüncü endişe ise, yapay zeka kullanımının askeri alanlarda artması, ölümcül otonom silahların ortaya çıkmasına ve kontrolsüz bir şekilde kullanılmasına neden olabilir. Bu durumda, yapay zeka kaynaklı kıyamet senaryosu, sadece insanlığın değil, tüm gezegenin geleceğini riske atabilir. Sonuç olarak, yapay zeka gelişmeleri, insanlığın kendi kıyametini getirme potansiyeli taşıyor. Bu nedenle, teknolojik ilerlemelerin kontrolsüz bir şekilde devam etmemesi, etik standartlar ve sürdürülebilirlik ilkelerine dayalı bir yaklaşım benimsemek hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, insanlık, kendi yarattığı yapay zeka tarafından yazılmış bir kıyamet senaryosuna doğru ilerleyebilir.Özetle artık geldiğimiz noktada yanlış kalkınma arayışlarımız nedeniyle medeniyetimizi medeniyetimizin tehdit etmediğine güvenmemiz çok zor.
Herkese güzel bir hafta diliyorum.