Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde emperyalist yayılmacılara karşı verilen Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasının ardından ulusumuzun çağdaş uygarlık düzeyine ulaşabilmesi için gerekli aydınlanma devrimleri yaşama geçirildi.

TBMM tarafından 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen üç yasa, ulusal egemenliğe bağlı laik Cumhuriyet’in yol haritası niteliğindedir.

Bu tarihte kabul edilen, “Hilafetin Kaldırılması”, “Şer’iye ve Evkaf Vekâletinin Kaldırılması” ile “Eğitim ve Öğretim Birliği” Yasaları, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devletine inanan yurttaşların belleğine, “3 Mart Devrim Yasaları” olarak yazılmıştır.

HİLAFET NEDEN KALDIRILDI?

   Halifeliğin, tarihsel süreçte Müslümanlar arasında sanıldığı kadar birleştirici bir rolü olmamıştır. Osmanlı Devleti’ndeki varlığı ise devletin o dönemdeki siyasi ve askeri gücü ile ilgilidir. Son dönemlerinde pek çok İslam toprağının Osmanlı Devleti’nden ayrılmasını, hatta “Kutsal Cihad” çağrısına rağmen Arap unsurlarının isyanlarını önleyememesi, Hilafetin merkezi İstanbul’un işgal edilmesini engelleyememesi Halifeliğin öne sürüldüğü gibi bir güç olmadığını göstermektedir.

   Halifelik, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temelindeki ulusal, laik, demokratik değerlerle tam uyuşmuyordu. Bu durum Cumhuriyet’i ilan eden ve Cumhurbaşkanı seçimini yapan yeni Türk Devleti’nde iki başlı yönetim olduğu izlenimini yaratıyordu. Bu nedenle Halifeliğin kaldırılması bir zorunluluk olmuştur.

   Günümüzde Müslümanları birleştirici bir kurum olarak Hilafetin gerekli olduğu iddiası ise içi boş bir hayalden ve dahası rejime yönelik iyi niyetli olmayan bazı hesaplardan başka bir şey değildir.  

ŞER’İYE VE EVKAF BAKANLIĞI’NIN KALDIRILIŞI… 

   Halifeliğin kaldırılışı ne derece önemli ise Şer’iye ve Evkaf Bakanlığı’nın kaldırılışı da o derece önemlidir. Çünkü bu vekalet, hükümetin yapacağı işlerin ve alacağı kararların şeriat hükümlerine uyup uymadığını denetliyordu.

Bu Devrim Yasası ile din ve ordunun siyasetin içinde yer alması önlenerek Şer’iye ve Evkaf Bakanlığı ile Erkânı Harbiye-i Umumiye Bakanlığı kaldırılmış, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı kurulmuştur. Kanunun ilk maddesinde ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görev alanı belirlenmiştir.

DİNE DAYALI EĞİTİME SON!..

   Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası) kuşkusuz en temel ve en önemli bir devrim yasasıdır.

   Eğitimin birleştirilmesi yasası ile eğitimdeki medrese, okul, yabancı okul diye adlandırılan ve birbirine karşıt amaçlara sahip olan bölünmüşlük ortadan kaldırılmıştır.

   Bu yasa ile, Cumhuriyet kuşaklarının dine dayalı ümmetçilik esasına göre değil, akıl ve bilimin öncülüğünde laik temellere bağlı olarak yetiştirilmesinin sağlanması, ulusal çıkarlarla bağdaşmayan yabancı etkilerden uzaklaştırılması ve ulusal kültür birliğinin gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır.

DİN DEVLETİNE KARŞI ULUS DEVLET…

   3 Mart 1924’te kabul edilen yasalar, Atatürk Cumhuriyeti’ne anlam ve içerik kazandırmıştır. Devrim Yasaları ile din devleti görüşüne karşı ulus devleti görüşü zafer kazanmıştır. Böylece çağdaşlaşma yolunda belli bir doğrultuda birbiri ardından gelecek bir dizi reformun kapısı da açılmıştır…”

   3 Mart Devrim Yasaları’nın kabul edilmesinin 101.yıl dönümünde, Cumhuriyetimizin kurucu değerlerinden, laik ve bilimsel eğitimden, demokrasinin temel kriterlerinden geri adım girişimlerinden kaygılıyız ancak Atatürk ilke ve devrimleriyle çizilen aydınlık yoldan sapmalara karşı el ele vererek mücadeleyi sürdürmekte inançlıyız, kararlıyız