Sosyal medya ya da tv kanallarını gezerken sokak röportajlarına çok sık denk geliyorum… Eminim siz de öylesinizdir.

Birine bir konu hakkında fikri soruluyor, oradan geçen başka biri ya da birileri de olaya bir biçimde dâhil oluyor :)

ama bak şimdi, sen öyle diyorsun da” diye başlayan, sonrası birbirinin düşüncelerini çürütmeyi hedefleyen sataşma, tartışma vs…

Ya da göz önünde olan siyasiler, gazeteciler, sanatçılar gündemde olan bir konu hakkında fikrini yazıyor, altına onlarca alakasız yorum…

vay efendim o konu hakkında yazdın da bu konu hakkında neden bi şey demedin” ler falan…

Birkaç gündür kedi vakası hakkında sıkça paylaşım görüyorum. Paylaşımların altında da

o kadar insanın da şu kadar derdi var da onlar hakkında neden bir şey demiyorsun” tarzı yorumlar…

Yerel seçimlere yaklaştığımız şu günlerde siyasilerin ağzından çıkan her şey bir biçimde çürütülmek için uğraşılıyor. 

Adam bir projeden bahsediyor,

oooo sende 30 sene önce neler neler yapmışşın ama” diyerek çocukluk travmalarına kadar gidiyor konu…

***

“peki şunun hakkındacılık” olarak kısmen dilimize çevrilen whatabautizm safsatası o kadar yaygın ki konu önemli bile olsa manipüle etmek için sırada bekleyen bi ton insan var….

Whataboutizm için karşı argümanları doğrudan çürütmeden, rakibini ikiyüzlülükle suçlayarak gözden düşürmeye çalışan bir safsata deniliyor…

Sokak hayvanlarıyla ilgili bir şeyler yazılıyor, peşine hemen  

“yoksullara da aynı duyarlılığı gösteriyor musun? Aç insanlar ne olacak kardeşimmm”

Çevre kirliliği iklim krizi dersin,

“Ekonomiden girerler”

X partili bir kişinin haksızlığı, yolsuzluğu ispatlanmıştır

ama şu dönemde de şu partili çalmıştı ona sesini çıkartın mı” derler.

Her şey pahalı, insanların alım gücü her geçen gün düşüyor dersin

“taaa ebesinin senesinden tüp kuyruklarını ileri sürerler”

Tasarruftan, israftan bahsedersin,

“Tasarrufa önce şuradan başlayın bakalım diye konuyu siyasileştirirler”

İsrail'in Filistin'e karşı tutumunu laf edene,

“Doğu Türkistan da kilere neden bir şey demiyorsun” diye başlarlar…

Orman yangınlarına üzülürsün,

“ama denizlerde kirletiliyor onlara ne kadar üzüldün tek derdiniz bu mu?” derler.

Sağlık sisteminden bahsedersin,30 yıl öncesinin sistemiyle kıyas başlar,

” şimdi buna ses çıkarıyorsun, peki zamanında o konuya neden ses çıkarmadın” derler.

Eğitimde nitelik sorunları hakkında bi şey de,

Ama öğretmenlerdeee………”diye başlayan yorumlarda boğulursun…

Ama sizinkilerde bunu demiş, ama şunlar da şöyle yapmış onlarda öyle demiş, o konuda ne dedin” diye algıyı değiştirmek için çabalarlar…

Herhangi bir olaydan, bir adaletsizlikten, bir hukuksuzluktan bahsetmeye kalksanız dahi cümlen bitmeden konu başka bir zemine çekilir…

Özellikle tv programlarında üçlü beşli bir araya gelen konu uzmanları(!) Whatabautizme en iyi örnektir.

***

Whatabautizm…

 Başkalarının fikirlerine yeni bir fikir üretmeden sadece eleştirmek ve onu haksız çıkarmak için yapılan her türlü girişim de diyebiliriz.

Günümüz sosyal medyasının en büyük manipülatif güç akımıdır kendisi…

Tartışma kapasitesi düşük, çaba sarf etmeyen ve sadece karşı tarafı manipüle etmeye dayalı bir sistemdir aslında…

Gündemin %90'ını işgal eden hastalıklı tartışma yöntemidir…

Saçma sapan kıyaslarla sadece muhalefet olmaktan öteye geçemeyen hatayı hatayla, kötüyü kötüyle, savunma, örtme ve aklama çabasıdır.

Önemli bir meseleyi dönüşsüz yollara iteleyen, eski defterlerin sıkça kurcalandığı, hakarete hatta küfre de gidebilen, bomboş, derinliği olmayan bir eşitlikçilik anlayışıdır.

" pekiya” diye başlayan-"peki ya buna ne diyeceksincilik” tir.

"neredeydinizcilik" tir.

"x olurken ne yapıyordunuz" demogojisidir.

“Tencere dibin kara senin ki benden kara” meselesi…

Altta kalmamak için her yolun denenmesi… Daha çok manipülatör kişilerin sıklıkla kullandığı taktiktir.

 Önemli birçok konu sırf bu yüzden derinlemesine tartışılamaz bizde ve çoğu meselede bir arpa boyu yol kat edemeyiz. Soruna dair eleştiri, başka bir sorunun varlığı öne sürülerek savuşturulmak istenir çünkü…

whataboutizm son birkaç yıldır virüs gibi yayılıp tiksindirici boyuta ulaştı. Öyle çok arttı ki tartışmaların tadı tuzu kalmadı. Herhangi bir konuda iki argüman karşı karşıya gelemiyor artık. "e sizde bunu demiştiniz, o konu hakkında ne diyeceksin" gibi konu ile alakasız, insanları kutuplaştıran ve cevap vermediği zamanda  “nasılda susturdum” egosuyla haz arttıran, düşünme ahlakına uymayan bir kara deliktir. Başka sorunlar varken bir sorunu çözmenin hiçbir anlamı olmadığını öne sürerek, konuyu dağıtmadır.

 En kötüsü de başkalarının acıları üzerinden konuyu saptırmaya yönelik olanıdır. Var olan bir suç ya da acıya karşılık olarak başka bir acı ya da suç ileri sürerek, geçmişle şimdiyi birbirine geçirerek, acı veya suç yarıştırması, üzüntünü ya da vicdan kıyaslaması yapmaktır…

Birinin yaptığı yanlış diğerinin yaptığın yanlışı haklı çıkarmaz. Biri yaptığı yanlışı, o yapılan işe muhalefet eden kişinin yaptığı hata üzerinden temize çekmeye çalışması ahlaksızlıktır. whataboutizm kullanan birinin amacı ahlak perdesi ardına saklanmış pervasızlıktır. İşine gelmeyen konuda salağa yatma şeklidir.

Özellikle çağdaş-entel- aydın geçinen kesimin bu yola fazlaca başvurması ayrıca ürkütücüdür.

Bu konu artık o kadar insan ilişkilerine, toplum dinamizmine girdi ki her yerde bu durumla karşılaşmanız mümkündür.

En yakınınıza bile bir konuda hatırlatma yaparsınız,

ama geçen günde x kişisine şöyle yapmıştın, böyle demiştin” diye kendi davranışında haklılık arayışına girer.

Evsel ilişkilerde bile böyledir bu :)

Eşine sifonu çekmediğini hatırlatırsın,

ama sen de geçen yıl köftenin baharatını çok koymuştun” der..

Konu böyle uzayıp gidiyor…

Merold Westphal, yalnızca kendilerini bir şeyden suçlu bulan kişilerin "başkalarını da aynı derecede kötü veya daha kötü bulmada rahatlayabileceğini" söyler.

Özetle kişisel ahlaki sorumluluktan kaçmanın en yaygın biçimidir bizde…

Allah sonumuzu hay-r eyleye diyerek bitiriyorum J

Selametle