Sınırsız olan insan gereksinimlerini, sınırlı olan kaynaklarla karşılamayı hedefleyen bilim dalıdır ekonomi.

Sınırsız olan insan gereksinimlerini, sınırlı olan kaynaklarla karşılamayı hedefleyen bilim dalıdır ekonomi. Ama insanlık ekonomi bilimini hakkıyla içselleştirir, sınırsız olan insan ihtiyaçlarını sınırlı kaynaklarla sürdürülebilir şekilde karşılayamadığı için tüm teknolojimize ve gelişmişliğimize rağmen medeniyetimiz çok büyük tehditler altında. Artık temel işlevi bizi güvenli olarak barındırmak olan kentlerimiz ve evlerimiz neredeyse bizler için hayatımızı tehdit eden birer tuzak haline gelmiş durumda. Şurası bir gerçek ki, dünyamızı doğru şekilde yönetemiyoruz. Sınırsız olan insan ihtiyaçlarını karşılamak için hem çevreyi tahrip ediyoruz, hem afetler tarafından ciddi şekilde tehdit ediliyoruz, hem de insanlara adil bir dünya sunamıyoruz.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yayımlanan bir rapora göre, son 50 yılda dünyada hava, iklim ve su kaynaklı 11 binden fazla doğal afet yaşandı. Bu afetler sonucunda 2 milyon kişi hayatını kaybetti ve 3,6 trilyon dolar ekonomik kayıp meydana geldi. Rapor, iklim değişikliğinin aşırı hava ve iklim olaylarının sıklığı, yoğunluğu ve şiddetini artırdığını ve savunmasız toplulukları etkilediğini belirtiyor. BM, önümüzdeki yıllarda doğal afetlerin yaratabileceği etkilerin artabileceğini ve bu nedenle yıllık yaklaşık 20 milyar dolarlık uluslararası insani yardım ihtiyacının yüzde 50 artabileceğini tahmin ediyor. Ayrıca, son 20 yılda doğal afetlerde dramatik bir artış yaşandığı, Asya'nın doğal afetlerden en çok etkilenen kıta olduğu ve sıcak hava dalgaları ile kuraklığın gelecekte büyük tehditler oluşturabileceği raporda belirtiliyor.

Dünya çapında her yıl yüz milyonlarca insan, fırtınalar, seller, kuraklık ve orman yangınları gibi nedenlerle uluslararası insani yardım sistemine ihtiyaç duyuyor. Birleşmiş Milletler (BM), 2030 yılına kadar bu sayının yıllık yaklaşık 20 milyar dolarlık bir maliyetle yüzde 50 artabileceğini tahmin ediyor.

Son 50 yılda dünyada hava, iklim ve su kaynaklı 11 binden fazla afet yaşandı, bu afetler sonucunda 2 milyon kişi hayatını kaybetti ve 3,6 trilyon dolarlık ekonomik kayıp meydana geldi. Bu dönemde her bir afet için kaydedilen ortalama ölü sayısı üçte bir oranında düşerken, afetlerin sayısı 5 kat arttı ve ekonomik kayıplar da 7 kat arttı.

Dünya Meteoroloji Örgütü (DMÖ) Genel Sekreteri Petteri Taalas, yaptığı açıklamada, doğru zamanda ve doğru yerde hazırlıklı olmanın hayat kurtarmanın yanı sıra geçim kaynaklarını da koruma potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekti. Aynı zamanda, COVID-19 salgınının büyük bir uluslararası sağlık ve ekonomik krize yol açtığını belirtirken, iklim değişikliğinin gelecek yüzyıllarda insan yaşamı, ekosistemler, ekonomiler ve toplumlar için artan bir tehdit olmaya devam edeceği konusunda uyardı.

BM Afet Riski Azaltma Ofisi (UNISDR) tarafından sunulan ayrı bir rapora göre, son 20 yılda doğal afetlerde dramatik bir artış yaşandı. Raporda, 1980-1999 döneminde 4 binin biraz üzerinde doğal felaket yaşanırken, 2000-2019 döneminde bu sayının 7 bin 348'e yükseldiği belirtiliyor.

Asya kıtasının doğal afetlerden en kötü etkilenen kıta olduğu raporda vurgulanırken, sıcak hava dalgaları ve kuraklığın gelecek 10 yılda büyük tehditler oluşturabileceği konusunda uyarıda bulunuluyor. 2000-2019 yılları arasında meydana gelen 7 bin 348 doğal afetin 1,23 milyon kişinin hayatına mal olduğu, 4,2 milyar insanı etkilediği ve yaklaşık 2,97 trilyon dolarlık küresel ekonomik kayba neden olduğu raporda yer alıyor.

Ayrıca, 1980 ile 1999 yılları arasında meydana gelen 4 bin 212 doğal afetin yaklaşık 1,19 milyon can kaybına yol açtığı, 3,25 milyar insanı etkilediği ve yaklaşık 1,63 trilyon dolarlık ekonomik kayba sebep olduğu belirtiliyor. Raporda son 20 yılda Çin'de 577, ABD'de 467, Hindistan'da 321, Filipinler'de 304 ve Endonezya'da 278 afet meydana geldiği bilgisine yer veriliyor ve en büyük doğal afetlerin 8'inin Asya'da yaşandığı ifade ediliyor.

Diğer yandan afetler, kuraklık, iklim değişiklikleri, bölgesel çatışmalar vb sebeplerle ülkesini terk eden kişilerin sayısında rekor seviyede artış gözlemleniyor. Dünya genelinde 1970 yılında 84 milyon ve 1990 yılında 153 milyon göçmen kaydedilirken, uluslararası göçmen sayısı son 50 yılda üç katından fazla arttı. Aynı zamanda, ülke içinde göç edenlerin sayısı, ülke dışına çıkanlardan çok daha yüksek düzeylerde bulunuyor. Verilere göre, dünya genelinde 89,4 milyon insan yerinden edilmiş durumda yaşıyor. Bu grubun içinde 26,4 milyon mülteci, 4,1 milyon sığınmacı, 3,9 milyon Venezuelalı yerinden edilmiş kişi ve 55 milyon ülke içinde yerinden edilmiş kişiler bulunuyor. Mültecilerin sayısı ise rekor düzeyde, dünya genelinde 26,4 milyon mülteci bulunuyor. Mülteci nüfusunun yıllık büyüme hızı 2012'den bu yana yavaşlamış olsa da mülteci sayısı artmaya devam ediyor. 18 yaş altındaki gençler mülteci nüfusunun yaklaşık yüzde 38'ini oluşturuyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (BMMYK) verilerine göre, ilk 10 menşe ülkesi (Suriye, Afganistan, Güney Sudan, Myanmar, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Somali, Sudan, Orta Afrika Cumhuriyeti, Eritre ve Burundi), toplam mülteci nüfusunun yüzde 80'inden fazlasını oluşturuyor. Türkiye, dünyanın en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke oldu ve çoğunluğu Suriyeli olan 3,6 milyondan fazla mülteciye kapılarını açtı.

Dünyada yaşanan bu kaos içinde gezegenimizi ve onu oluşturan sistemleri anlayamadığımız ve bu yüzden yönetemediğimiz için yaşadığımız afetlere ve sorunlara karşı ülkemizi daha dirençli hale getirmeye adanmış Uluslararası Afet ve Dirençlilik Kongresinin beşincisi 11-13 Ekim 2023 tarihleri arasında Gebze Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde Gebze'de gerçekleştirilecek. Bu yılki ana teması İklim Değişikliği ve Güvenli Kentler olan Kongrede çok sayıda akademisyen ve bilim insanı bir araya gelerek çok ihtiyacımız olan bir konuda, afetlere karşı güvenli kentler konusunda görüş alışverişinde bulunacaklar.

5.Uluslararası Afet ve Dirençlilik Kongresinin çok verimli geçmesi ve etkileriyle ülkemiz kentlerini daha güvenli hale getirmesi dileklerimle herkese afetsiz ve huzurlu bir hafta diliyorum.