Bu yıl 18 Mart 1915'te kazanılan Çanakkale Zaferi'nin 106. yıl dönümünü kutluyoruz.
Çanakkale Savaşları, Birinci Dünya Paylaşım Savaşı sırasında Çanakkale Boğazı ve çevresinde yaklaşık bir yıl süren kara ve deniz savaşlarıdır.
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'na, kaybettiği toprakları geri alma umuduyla ve biraz da Almanların ısrarıyla girmiştir.
Almanlara karşı Avrupa'da yenilgiler alan Rusya'da ekonomik bunalım iyice artmış ve isyan derecesinde iç karışıklıklar çıkmaya başlamıştı. İngiltere'nin ve Fransa'nın çıkarları için Rusya'nın savaşı sürdürmesi gerekiyordu. Bu durumda hedef belli olmuştu; Çanakkale Boğazı'ndan geçip İstanbul işgal edilecek; böylece hem 'hasta adam' Osmanlı Devleti savaş dışı bırakılacak, hem de Rusya'ya yardım gidecekti.
'SÖMÜRGECİLERİN HESABI TUTMADI!..'
Muharebeler, İngiliz ve Fransızların 'çelik kalelerden' oluşan donanmasının Kasım 1914'te Çanakkale Boğazı'na saldırıya geçmesiyle başladı. Ama işler umdukları gibi gitmedi.
Aylarca uğraşmalarına rağmen başarılı olamayan dünyanın en güçlü donanması, 18 Mart 1915 sabahı yaptığı saldırıda, tarihlerindeki en büyük yenilgilerinden birini aldı ve ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kaldı.
Çanakkale Boğazı'nı denizden geçemeyeceklerini anlayan sömürgeciler, bu kez 25 Nisan'da, Avustralya'dan, Yeni Zelanda'dan, Hindistan'dan getirdikleri binlerce askerle Gelibolu Yarımadası'na karadan yüklendiler. Seddülbahir, Conkbayırı, Arıburnu ve Anafartalar'da çok şiddetli çatışmalar oldu. Bu kez karşılarında 'Mustafa Kemal ve Askerleri' vardı…
Ne deniz ne de kara savaşlarıyla Çanakkale Boğazı'nı geçemeyen saldırganlar 9 Ocak 1916'da gemilerine binip kaçıp gittiler.
KURTULUŞ SAVAŞI'NIN ÖNCÜ ATEŞİ OLDU..
Çanakkale Muharebelerinin sonunda, beklediği yardımı alamayan Rusya'da Çarlık yıkıldı, Bolşevikler iktidara geldi. Rusya savaştan çekildi. Eğer İtilaf Devletleri, Çanakkale Boğazı'nı geçebilseydi, İstanbul'u işgal etmekle yetinmeyecek, Karadeniz' çıkarak Rus Çarı'na yardım edecekler, 1917 Devrimi'ni engellemiş olacaklardı. Bu durumda Anadolu'nun Kurtuluş Savaşı sürecindeki antiemperyalist direnişine hiçbir dış yardım gelemeyecekti.
Çanakkale'deki inanılmaz vatan savunması dört yıl sonra başlayacak olan Kurtuluş Savaşı'nın kazanılabileceği duygusunu geliştirdi.
Anadolu insanı, Kurtuluş Savaşı'nın lideri olarak Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Paşa'yı tanıdı.
Çanakkale, doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisi ile birlikte savaşan insanlarda vatan savunması bilincini güçlendirdi,'ümmetten millete' geçişin başlangıç noktasını oluşturdu.
MUSTAFA KEMALSİZ ÇANAKKALE OLMAZ..!
'Balkan Harbi'nde alnımıza sürülen lekenin temizlenmesi' olarak tanımlanan Çanakkale Muharebeleri, Emperyalizm açısından bir kabusa dönüşmüştür. Çünkü, İngiltere ve Fransa'nın yenilgisi, sömürülen mazlum milletlerin bağımsızlık yolunda cesaretlenmelerine neden olmuştur. Bu yüzden emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e düşmanlıkları Çanakkale'de başlamıştır.
Çanakkale deniz ve kara savaşlarını birbirinden ayırarak incelemek doğru olmaz. Her iki savaş iç içedir ve biri diğerinin tamamlayıcısıdır.
Son yıllarda bazı çevreler, 18 Mart Çanakkale Zaferi törenlerinde Mustafa Kemal'in adını anmaktan ısrarla kaçınıyorlar. Törenlerde yapılan bazı konuşmalarda, tüm muharebenin 18 Mart günü yapılan çatışmadan ibaret olduğu vurgulanıyor. Aynı kişiler, aziz şehitlerimizden söz ederken bile Gelibolu Yarımadası'ndaki kara savaşlarına hiç değinmiyorlar. Çünkü karadaki savaşlara geçince Mustafa Kemal'den söz etmek zorunda kalacaklarını çok iyi biliyorlar.
Eğer; Gelibolu Yarımadasındaki kara savaşlarında, Mustafa Kemal'in liderlik vasfı ve askeri dehası ile Mehmetçiklerin kahramanlığı olmasaydı; 'Çanakkale geçilirdi!'. İşte tam da bu nedenle, Çanakkale Zaferi Mustafa Kemal'siz anlatılamaz…
Vatanımıza göz diken sömürgeci güçlere karşı ulusumuzun topyekûn verdiği eşsiz bir mücadele sonrasında kazandığımız zaferin 106. yıl dönümünde; Mustafa Kemal Atatürk'ü ve tüm şehitlerimizi rahmetle, şükranla anıyorum.