CHP Eskişehir 38. Olağan İl Kongresi “beklenenin aksine” CHP’ye ve Eskişehir’e yakışan bir şekilde olgunluk ve sakinlik içinde geçti.

Kongre adeta 6 ay sonra yapılacak yerel seçimlerde belediye başkan adaylarını belirleyecekmiş gibi bir havaya bürünürken; yapılan bazı konuşmalarda hedef, kent sınırlarını aşıp CHP Genel Başkanlığı seçimine kadar evrildi.
Kongre salonuna ilk girişte gelenleri Ahmet Ataç ve arkadaşları karşılarken, Kazım Başkan ve yanında her zaman gördüğümüz 'kadrolu elemanlar' nedense bu sefer ortada yoktu. İlk yorumlar Kazım Başkan ve ekibinin seçimi 'çantada keklik' gibi gördüğü şeklindeydi.
'VİP MUHALEFET'!..
Salona gelenler Kazım Başkanı ararken, salona giriş kapısının hemen yan tarafında caddeye park etmiş 'VİP' özellikli bir minibüs delegelerin dikkatini çekmiş. Kongre boyunca kapı önünde duran bu araca inip binenleri gözleyenler; 'Odunpazarı ağırlıklı muhalif' bir kanadın kongre sürecini buradan yönettiğini iddia ediyorlar. Üstelik burada sözü edilen 'muhalefetin' Tepebaşı grubuna karşı değil Kazım Kurt'a karşı yapıldığı vurgulanıyor.
Kazım Başkan'ın yıllardır çok güvendiği bazı elemanlarının kendisinin bilgisi dışında organizasyonlara girdiklerini iddia edenler sürekli 'İçimizdeki İrlandalıları artık biliyoruz' sözünü kullanıyorlar.
'KRAL ÇIPLAK!..' DEDİ AMA…
Acemi Divan Başkanı Semra Dinçer, mevcut yönetimin faaliyet ve mali raporlarını lehte ve aleyhte konuşma yapılmasına fırsat vermeden oylama yapmaya kalktı.
Recep Taşel, yaptığı konuşmasında 'dört yıl boyunca çektiklerini' anlatırken oldukça haklıydı. Genel Merkezin emir genelgeleri ve Belediye Başkanlarının çekişmeleri yüzünden adeta kum torbasına dönen Recep Başkan 'Kral Çıplak' esprisi üzerinden bir güzel içini döktü.
Ancak bu konuşmasının ceremesini(!) akşam üzeri salona gelen Yılmaz Büyükerşen tarafından 'Ben senin işine ne zaman karıştım?..' diyen bir 'Hoca Fırçası' yiyerek çekti.
Yıllardır tüm baskılara rağmen tam bir nezaketle görevini sürdüren ve başarılı bir seçim süreci geçiren Recep Taşel'e en azından Kurultay Delegeliği teklif edilmeliydi. Yeni yönetimde yakından tanıdığım çok değerli arkadaşlar var. Hepsine gönülden başarılar diliyorum. Ayrıca Recep Bey'in yönetiminde yer alan bazı arkadaşların yeni yönetimde de görev aldığını görüyoruz. Madem böyle seçimler yapacaktınız; dört yıldır partiyi özverili çalışmalarıyla omuzlayıp götüren Yaprak Eryılmaz, Zafer Mandacı, Battal Uyar gibi parti emekçilerine de görev teklif edilmesi yerinde olurdu.
EN ÇOK ALKIŞI 'SOL YUMRUK' ALDI!..
Kongre öncesinde delege sayılarının aritmetik dağılımına bakanlar, Kongre'yi Kazım Başkan ve ekibin desteklediği 'Değişim' sloganı ile ortaya çıkan Figen Kahya'nın kesinlikle kazanacağını iddia ediyorlardı.
Bu grup, konuşmalara geçildiğinde kürsüye gelen Ahmet Ataç'ın Kazım Kurt'tan daha fazla alkış alması ile ilk şoku yaşadı. Ancak, mesajların okunmasına geçildiğinde Divan Başkanı Semra Dinçer'in gayretlerine rağmen Kazım Başkanın desteklediği Özgür Özel'in Kemal Kılıçdaroğlu'ndan çok daha fazla alkış alması kafaları karıştırdı.
Sıra aday konuşmalarına gelince; 'dersine hiç çalışmamış öğrenciler gibi!..' konuşan Figen Hanım tam bir hayal kırıklığı yarattı.
Ardından sol yumruğunu kaldırarak kürsüye gelen Talat Yalaz büyük bir tezahüratla karşılandı. Bu arada çok sayıda delegenin 'içlerinden gelerek' ayağa kalktıkları, sağ ve sol yumruklarını havaya kaldırdıkları görüldü.
İşte, Talat Başkan'ın seçimi kazanmaya başladığı an bu andı.. (Gerçi benim gibi 68'li Devrimciler geleneksel anlamda sağ yumruklarını havaya kaldırırlar ama doğrusu genç bir siyasetçinin sol yumruğunu kaldırmasını da çok özlemişiz…..)
İKİ KONUK, İKİ SİYASETÇİ…
Kongreye misafir olarak katılan ama kimilerine göre Genel Merkez tarafından görevlendirilen Berhan Şimşek'in hamasi hatta bazı arkadaşlar tarafından provakatif olarak değerlendirilen konuşmasının özetinde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na destek Kazım Kurt ya da 'Değişimcilere' eleştiriler vardı. Delegeler her şeyi çok iyi anlamalarına rağmen nezaketen suskun kalmayı tercih ettiler. İyi ki öyle yaptılar. Çünkü, Divan Başkanı aksine bir durumda ortaya çıkacak karmaşayı önleyebilecek bir görüntü vermiyordu.
Kongrenin bir başka konuğu; 'İlke ve Demokrasi Hareketi Lideri' ve CHP Genel Başkan Aday Adayı Örsan Kunter Öymen'di. Örsan Bey konuşurken, delegelerin kafası başka yerdeydi. Buna Divan Başkanı'nın zayıf ve isteksiz sunumu da eklenince Örsan Bey'in 'ders niteliğindeki' konuşması sırasında salonun yarısı boşaldı. Konuşmasını yaptıktan sonra salondan tek başına ayrılan Örsan Kunter'i Recep Taşel'in ya da Başkan Yardımcılarından birinin yolcu etmesi gerekirdi.
Cumhuriyet Gazetesi'ndeki yazılarını takip ettiğim ve salondan ayrılırken konuşma fırsatı bulduğum Örsan Bey, sorduğum bazı sorulara tüm içtenliği ile yanıt verdi.
En önemli yanıtı ise (konuşmasında da değindiği gibi), 'CHP içinde sanılandan çok daha güçlü olduklarını ve CHP içinde danışmanlar, bazı MKYK üyelerinden 5-10 kişinin oluşturduğu oligarşik yapının partiye zarar verdiğini' vurgulaması oldu. Örsan Bey'e 'Kongreden sonra Eskişehir'e gelerek bir salon toplantısı yapmasının çok daha ilgi toplayacağını' söyledim. Kendisi de bu önerimi düşüneceğini söyleyerek ayrıldı.
KİM KAZANDI?..
Kongre öncesinde tarafını çok fazla belli etmeyen ve azami ölçüde birleştirici, uzlaştırıcı rol oynayan Yılmaz Büyükerşen kazandı. Bu kongreden sonra Yılmaz Hoca'nın Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı, Örgüt ve delege bazında daha da tartışılmaz hale geldi. (Artık başka partilerden karşısına çıkmaya kimse kolay kolay cesaret edemez…)
Talat YALAZ kazandı. Kongre öncesinde kendisine hiç şans tanınmayan genç ama parti kadrolarında yıllardır çalışan Talat Yalaz kısa sürede kendini sevdirdi.
Tüm muhalifleri birleştirdi. Yalnızca Tepebaşı delegelerinden değil Odunpazarı delegelerinden de oy alarak seçildi. Artık, hiç kimse Talat Yalaz'a 'Sen Tepebaşı'nın İl Başkanısın' diyemez…
Ahmet Ataç kazandı. Ahmet Başkan, bir önceki kongreden sonra İl Başkanlığına ve Kazım Başkan'a olan kızgınlığını bu kongrede sürdürmedi. Bu tavır kongrenin sakin geçmesini sağladı. Tepebaşı'nın ve eğer Yılmaz Büyükerşen aday olmazsa (Bence Hoca aday olacak hatta olmalı..) Büyükşehir Belediye Başkanlığı için eli daha da güçlendi.
Kazım Başkan kazandı. (Evet kazandı…) Yönetim kurulu, Disiplin Kurulu, Kurultay Delegeleri konusunda desteklediği kişiler nerdeyse yarı yarıya listelere girdi. Kongrede en çok oy alan ikinci kişi oldu. Örgüt, 'Halkçı, Solcu, Devrimci' olduğunu sürekli vurgulayan Kazım Başkan'dan vazgeçmediğini ama delege sayısına güvenip 'birilerinin keyfine göre yapılan dayatmalara' artık oy vermeyeceği uyarısını da yaptı.
Kazım Başkan listelerdeki dengeyi şimdilik korudu ama; yıllardır bazı kadroları ile ilgili eleştirilere kulağını tıkayıp sürekli 'sarı öküz hikayesini' anlatmasının yanlışlığını acı bir şekilde öğrendi. (Umarım öğrendi…)
SONUÇ OLARAK…
Kurultay Delegeliği seçiminde en fazla oyu 468 oyla Yılmaz Hoca aldı.
İkinci sırada 456 oyla 'seçimi kaybettiği söylenen' Kazım Kurt yer aldı.
Kazım Başkan ile Yılmaz Hoca ile arasında sadece 12 oy farkı var.
Üçüncü sırada bu kongrede seçimi kazandığı ifade edilen Ahmet Ataç var.
362 oy alan Ahmet Başkan ile Kazım Başkan arasında 94 oy farkı var. (Anlaşılan Bazı Tepebaşı delegeleri Ahmet Bey'e oy vermemiş..)
Seçimi kaybettiği konuşulan Odunpazarı'nın İlçe Başkanı Rahmi Çınar, seçimi kazandığı konuşulan Tepebaşı'nın İlçe Başkanı Atılay Dalgıç'tan 48 oy daha fazla aldı.
En ilginç sonuç ise Başkan adaylarının aldıkları oylarda yaşandı. 317 oyla İl Başkanlığına seçilen Talat Yalaz, 12 kişilik listede 244 oy alarak Figen Kahya'nın altında 7. sırada yer aldı.
İl Başkanlığı seçimini 254 oy ve 63 farkla kaybeden Figen Kahya ise Kurultay delegeliğinde 268 oy alarak 24 oy farkı ile Talat Yalaz'ın bir üstünde yer aldı.
TAM ZAMANINDA 'BALANS AYARI'!..
Kongrenin tüm seçim sonuçları; CHP Örgütü ve Delegelerinin verdikleri oylarla, başta Kazım Kurt ve Ahmet Ataç olmak üzere tüm Belediye Başkanlarına, Milletvekillerine, İl Başkanı adaylarına, Yönetim Kurulu, Disiplin Kurulu ve Kurultay Delegelerine, tam bir 'Balans Ayarı' yaptıklarını gösterdi.
Bilmeyenler için söyleyelim; Balans ayarının amacı, araç lastiklerinin dengede kalmasını sağlayarak sürüş güvenliği ve sürüş konforu sağlamaktır. Balans ayarı sırasında lastiğin her iki tarafının ağırlığı eşitlenir ve lastikler sürüş sırasında dengede kalır.
Bu kongreden CHP Örgütü güçlenerek çıktı ve yerel seçimleri kazanacak ivmeyi yeniden kazandı. Yeter ki bazıları Talat Yalaz'a gölge etmesin….