Orhan Pamuk, Avrupa ülkelerinden birindeyken durak taksisine biniyor.

Şoför aynadan Orhan Pamuk’a bakıp,

“Ne iş yapıyorsunuz, iş adamı mısınız? İş seyahati mi?” diye soruyor.

“Hayır,” diyor Orhan Pamuk. “Yazarım ben.”

“Ben de yazarım,” diyor taksi şoförü.

Herkes yazar yani…

***

Geçtiğimiz yaz, mahalledeki belediye parkına gitmiştim akşamüzeri.

Oturacak yer yoktu.

Bütün banklar doluydu.

E sonuçta belediye parkıydı.

Her şey bedavaydı.

Ne demişti Orhan Veli?

“Hava bedava, bulut bedava.”

Ağaçların gölgesi de bedavaydı.

Bu pahalılıkta her şey bedava olunca…

Belediye parkları da dolup taşıyordu.

Onun için ayakta kalmıştım koskoca parkta.

Mahallenin en büyük parkında…

Sağa sola bakınıp boş yer ararken…

Bankın birinde genç bir bayanın tek başına oturduğunu görmüştüm.

Çekinerek yaklaşmıştım yanına.

“Ben de oturabilir miyim?” diye sormuştum.

“Tabii,” demişti. “Parklar herkesindir!”

“Ooo! Slogan gibi söz!” demiştim.

Sözü falan bırakıp hemen oturmuştum banka.

Kadınların merakını bilirsiniz.

Dakikalar içinde…

Soru cevap yöntemiyle…

Ben kimim, o kim çıkmıştı meydana.

“Yazarım!” demişti, genç kadın.

“Ahha!” demiştim.

Sanki belediye parkında değil de Babıali’deydim!

***

Elimde, parkta okumak için getirdiğim kitabı görünce,

“Siz de mi yazarsınız?” diye sormuştu.

“Hayır hayır!” demiştim. “Gördüğünüz gibi ben sadece okuyorum.”

Kitap okuduğum için beni takdir etmişti.

Güzel şeyler söylemişti bana, kitap okumak üstüne.

Zihnimi açık tutarmış falan…

Ne yazdığını sormuştum.

İnternette kitap tanıtma yazıları yazdığını söylemişti.

İnternet sitesinin adını da vermişti ama…

***

Üstat Önder Baloğlu,

“İnternet icat oldu, bizim yazarlık işi de bozuldu!” diyordu.

Yani işte…

Bu noktaya geldi her şey.

Elini sallasan yazara değiyor.

Genç genç insanlar…

İnternette yazıyor çiziyor.

Her biri büyük şair!

Büyük yazar!

Bunları gören sahtekarların da iştahı kabarıyor.

“Kitap mı yazdınız? Arayın bizi, kitabınızı bedava yayınlayalım!” ilanları…

Yazarlık atölyeleri…

Hele bir de kendine; yazar eğitmeni, yazar koçu diye unvan uyduranlar var ki…

Bu kadar olur!

Yaşar Kemal’in dediği gibi,

“Demirin tuncuna, zamanın p… kaldık!”