Halk oylaması sürecine girdiğimiz bu günlerde herkes birbirinin ağzından çıkacak sözcüklerden bir anlam çıkarmaya çalışıyor.
Daha önce 'İyi akşamlar' diyenler artık gülümseyerek 'Hayırlı akşamlar' demeye başladı.
Bazı arkadaşlar da söze 'Evet iyi günler' diye başlıyor.
Bir de ne olur ne olmaz diye 'Havet' diyenler var. İsimleri ben de saklı(!)
Bu Evet/Hayır çekişmesi Yeşilçam Türk filmlerinin unutulmaz 'repliklerini' anımsattı bana.
'HAYIR MI
NAYIR MI ?'
Yeşilçam filmlerini seslendiren sanatçılardan Jeyan Tözüm, 'Nayır-Nolamaz' öyküsünü bir söyleşide şöyle anlatıyor;
'Cüneyt Arkın'ı seslendiren Abdurrahman Palay, seslendirme yaparken dirseğini senaryo sehpasına elini de çenesinin altına koyardı. Elini sehpadan çekmeyince de hayır 'nayır' olarak çıkıyordu.'
Halk oylaması sürecinde yaşananlar Yeşilçam senaryolarını aratmayacak gibi görünüyor.
Yeşilçam filmlerinde 'senaryolar' doğru (!) seçilince, toplum hayali dünyanın gerçekliğine inanıp yoksulluğunu, sömürüldüğünü ve de uyutulduğunu unutuyordu.
Ancak Kemal Sunal 'Maraba' ve 'Faşo Aga' tiplemesini 'herkesin anlayacağı dilden' öyle güzel vurguladı ki 'ezilenler' artık Maho Aga'yı alkışlamaktan vazgeçtiler.
Gözümüzün içine baka baka yalan söyleyenlere, sahte din simsarlarına, 'siyaset ağalarına' karşı yeniden bir 'Kibar Feyzo ya da Salako' filmi çeksek nasıl olur acaba?
'EVET' VERECEKLER DE ÜZÜLÜYOR…
16 Nisan'da Anayasa değişiklikleri ile ilgili bir halk oylaması yapılacak,
çıkan sonucu 'demokrasinin gereği' olarak bakıp hepimiz kabulleneceğiz.
Ancak; Bu süreçte 'Hayır' oyu verecekleri PKK, KANDİL, FETÖ… gibi terör örgütleri ile aynı safta göstererek yapılan açıklamalar sadece Hayır verecekleri değil Evet vermeyi düşünen yurttaşları da gerçekten çok üzüyor.
Her mitingde vurgulanan bu söylem ile 'maksat hasıl olmuyor.' Üstelik hem toplumda hasar yaratıyor hem de 'Evet' oylarını azaltıyor.
BOZKURT SOSYAL DEMOKRATLAR(!)
Yoksa 'Sosyal Demokrat Bozkurtlar mı?' daha uyar bilemedim ama Meral Akşener'in Eskişehir toplantısında çok fazla CHP'li vardı.
CHP'li belediye başkanları toplantıya omuz verdiler. CHP'lilerin ve kadınların desteği olmasa salon yine de dolar mıydı? Evet dolabilirdi.
Bazı CHP'li arkadaşlar 'Bizim Topuklu Efemiz Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'dur,' diyerek Akşener'e sıcak bakmadılar.
DSP kökenli CHP'liler ve küskün MHP'liler ayrı bir partileşmeye doğru mu gidiyor?
Sanki yeni bir lider arayışı var gibi geldi bana…
KILIÇDAROĞLU
GELECEK Mİ?
CHP Genel Başkanı Eskişehir'e gelmekten neden vazgeçti?
İl örgütünün Genel Başkan'a yaptığı programın kabul edilmediği konuşuluyor? Programda beğenilmeyen güzergahlar mı vardı?
Muharrem İnce'nin toplantısını Eskişehirspor maç saatine koyanları kutlamak(!!!) gerekiyor. CHP'de neler oluyor?
CHP'li 'üyeleri' hiç bu kadar çalışkan görmemiştim. Tüm köyleri dolaşıyorlar ama il merkezindeki kenar mahallelerde daha etkili olmaları gerekiyor. Sadece Emek, Şirintepe ve Çamlıca Mahallelerindeki seçmen sayısı 90 bin civarında..
'Kurt politikacı' Kazım Kurt soruşturmalar ve dedikodularla çalışmalarda 'devre dışı' tutulmaya çalışılıyor.
Cemal Okan Yüksel yeterince dinlendi. Artık sahaya daha aktif inmesi gerekiyor. Meclisi salladığı gibi Eskişehir'i de hareketlendirebilir.
Utku Çakırözer'i Eskişehirliler daha yeni tanıdı ve çok sevmeye başladı.
Ahmet Ataç Başkan artık tüm partilerin tabanından oy alabilecek potansiyele ulaştı. Bu durum halk oylamasında çok işe yarıyor ama esas kavga 16 Nisan'dan sonra içeride olacak gibi…
Gaye Usluer ile Emine Nur Günay hem kendi partilerinin hem de şehrimizin siyaseten parlayan yıldızları gibi yükselişte. Her ikisi de siyasete olumlu bir boyut kazandırıyorlar.
AKP'li Milletvekillerimiz parti merkez yönetiminde çok etkililer. Çalışmalarında iktidarın Eskişehir yatırımlarını öne çıkaran bir yol izliyorlar.
Bakan'ların biri geliyor biri gidiyor. Adeta genel seçim gibi.
Halk oylamasında 'Evet'i savunmakta zorluk çektikleri için yatırımları öne çıkaran strateji uyguladıkları öne sürülüyor. Eskişehir bu işten karlı çıkabilir.
'Nankörlük' sözcüğü Nabi Hoca'nın bilgeliğine yakışmadı. Yoksa anket sonuçları iyi değil mi?
Harun Karacan sahaya indi, taban ile kurduğu alçakgönüllü iletişim becerisiyle çok puan topluyor.
Sayın Cumhurbaşkanı'mızın konuşmasında iki kez vurguladığı Eskişehir türküleri ile ilgili sözlerine meydandan yeterli dönüt gelmedi. Bunun nedenini meydanda çevre illerden gelenlerin çok olmasına bağlayanlar var.
'BU HALK
OYLAMASI BİR PARTİ
MESELESİ DEĞİL'
'Bu anayasa değişiklikleri bir parti meselesi değil ülke ve rejim sorunudur.' diyenlerin sayısı gittikçe artıyor. Doğrusu da bu zaten.
Merkez sağ ve Ülkücülerin çoğu ile Sosyal Demokratların, bu ortak görüşte birleştikleri açıkça görülüyor.
Bir zamanların 'Yetmez ama evetçileri' suskun, süngüler düşük(!). 'Yaptık bir hata' diyorlar gibi.
'Bin bir parçaya bölünme' ve 'fraksiyon' hastalığından bir türlü kurtulamayan sol cenahın bile bu kez (!) 'Hayır'da birleştiği görülüyor.
Bu durum en azından cumhuriyetimiz ve demokrasi kültürü adına sevindirici bir gelişme.
Bunca yıldır ilk kez siyasi bir tercihte bu kadar farklı görüşteki yurttaşın bir araya geldiğini gördüm. Özellikle 'Hayır' verme konusunda kararsız olanların bu birlikteliğin nedenlerini çok iyi düşünmeleri gerekiyor.
BAŞKA TÜRKİYE YOK
'Biz kırk kişiyiz birbirimizi biliriz' özdeyişini anımsatarak; 'Havet' diyemeyeceğimize göre sözümüzü;
'Vatanımız Milletimiz için en hayırlısı ne ise o olsun' diye bitirelim ve sonuç ne olursa olsun birlikte yaşamaya devam edeceğimizi unutmayalım çünkü;
Başka Türkiye Yok…