Dünya genelinde 29 Ekim Pazar günü kış saati uygulamasına geçildi. Saatler, 1 saat geri alındı.

Bu durum Türkiye’de yine uygulanmadı. Çünkü, 8 Eylül 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre; gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla 26 Mart 2016 tarihinden itibaren tüm yurtta saatlerin bir saat ileri alınması şeklinde başlayan uygulamanın yıl boyu devam ettirilmesine karar verildi. Bu karar “inatla” sürdürülüyor….

Kalıcı yaz saati uygulamasına ilişkin karar, Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın damadı, eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak döneminde alınan “çok önemli(!)” kararlardan biri olarak sırtımızda kaldı.

Kalıcı yaz saati uygulamasına gerekçe olarak, “Gün ışığından daha fazla yararlanma hedefi” gösterildi. Ancak, iktidarın bu uygulamayla tasarruf yapıldığı iddialarına Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) katılmıyor.

CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, 7 yıl önce enerji tasarrufu sağlayacağı gerekçesiyle uygulamaya konan kalıcı yaz saati uygulamasının kaldırılması için TBMM’ye kanun teklifi verdi. (“ölü teklif!.”; yani teklifin sonucunun ne olacağı şimdiden belli...)

NEDEN İNATLA SÜRDÜRÜLÜYOR?..

Uygulamanın eğitim, trafik, toplum psikolojisi, enerji tüketimi, kamu güvenliği gibi pek çok konuda olumsuz etkisi ortada olduğu halde; RTE/AKP/MHP İktidarı acaba neden bu uygulamaya inatla devam ediyor?

Uzun yıllar öncesinden geçerli olan yaz/kış saati uygulamasının, elektrik dağıtım bölgelerinin, üretim, iletim, dağıtım ve işletim olarak özel şirketlere devrinin, yani özelleştirmelerin hız kazandırıldığı 2016 yılında Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile kaldırılması ve inatla sürdürülmesi bir tesadüf mü?

Yurttaşların aklına ister istemez takılan; “özel sektöre ek kazanç mı sağlanıyor...” iddiaları doğru olabilir mi?

Söz konusu kararın, Türkiye’nin saat yönünden Arap ülkeleri kategorisine dahil edilmesiyle bir ilgisinin olup olmadığının çok konuşulan iddialar arasında yer alması düşündürücü değil mi?

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından hazırlandığı belirtilen; uygulamaya gerekçe gösterilen raporun detayları ve bilimsel dayanaklarının neler olduğu neden paylaşılmıyor? İTÜ Raporu neden gizli tutuluyor?

EĞİTİME BÜYÜK YIKIM!..

Kalıcı yaz saati uygulaması en başta eğitimin niteliğine çok fazla zarar veriyor.

Çocukların birçoğu sabah kahvaltısı bile yapamadan karanlıkta evden çıkıyor.

İlk derslerde başlarını sıraya koyup uyumaya devam ediyor. İlk dersler tamamen verimsiz geçiyor.

Öğrencilerin karanlıkta okula gidip yine karanlıkta evlerine dönmeleri hem güvenlik yönünden riskler hem de gelişimleri yönünden birçok olumsuzluklar içeriyor.

Sabahın o saatinde sokaklarda evlerde, okullarda ışıklar sürekli yanıyor.

Evlerde daha çok elektrik tüketiliyor. Zaten geçim sorunları yaşayan hanelerin elektrik faturası daha da artıyor.

Karanlıkta yollara düşen çalışanlar (özellikle kadınlar) güvenlikten, iş veriminin düşüklüğüne kadar ulaşan ciddi sorunlar yaşıyor.

ACİLEN KALDIRILMALIDIR!..

2016 yılında Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile yaz/kış saati uygulamasının kaldırılması, “kararın hukuki dayanağı olmadığı” gerekçesiyle Danıştay tarafından durdurulmuştu. Ancak, Danıştay kararı uygulanmadı.

Mevcut iktidar, kalıcı yaz saati uygulamasını “enerji tasarrufu, enerji verimliliği” gibi güzellemeler yaparak sürdürüyor.

Anlaşılan; sürekli yaz saati uygulamasıyla özellikle çocukların yaşamını, sağlığını, mutluluğunu, başarısını, verimliliğini düşünen yok….

Bu durumda PISA 2022 uygulamasında 15 yaş grubundaki öğrenciler arasında “yaşam memnuniyeti” alanında 73 ülke arasında yapılan kıyaslamada Türkiye’nin 73. sırada yani en sonda yer almasına neden şaşırıyoruz ki…