Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, eğitim camiası ile kurduğu empatik iletişimin yanı sıra, eğitim sorunlarını açıkça ortaya koyan hatta kendini bile eleştirebilen tarzı ile farklı bir siyasetçi kimliği sergiliyor. Ancak, bu güne kadar uzun uzun anlattığı ve yapılmasını düşündüğü hedeflerden somut olarak yaşama geçirebildiklerinin oranı hayli düşük.
Milli Eğitim Bakanlığına uzaktan bakıldığında adeta yarısı aydınlık diğer yarısı karanlık bir görüntü algılanıyor.
MEDRESE EĞİTİMİ SERBEST Mİ?
Eğitim alanında yapılan birçok akademik araştırma raporlarının sonuçları gerçekten endişe verici boyutlarda.
Çoğunluğu İstanbul, Siirt, Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman, Adıyaman'da olmak üzere yüzlerce faal medrese bulunduğu belirtiliyor. Büyük şehirlerde kaç apartman medresesinin faaliyette olduğu ise tam olarak bilinmiyor.
Bazı bölgelerde binlerce ilkokul kapatılmış. Okullar kapatılınca yoksulluk ve sahipsizlik nedeniyle aileler çocuklarını tarikatların 'yatılı' kurumlarına teslim etmek zorunda bırakılmış. Üstelik bu çocuklar her türlü istismara açık durumdalar ve hiç bir denetim yok.
1924'te kabul edilen Öğretim Birliği Kanunu ile medreselerin kapatılmış olmasına karşın Milli Eğitim Bakanlığı madalyonun bu tarafına bakınca neden kafasını başka yöne çeviriyor?
SURİYELİ ÖĞRETMENLER Mİ GELİYOR?
MEB'in çeşitli okullarda 'gönüllü eğitimci' denilerek Suriyeli personel görevlendirmeye başladığı ortaya çıktı. Suriyeli eğitimcilerin(!), Türk öğretmenler ile birlikte, idari işlerde, iletişim ve rehberlik işlemlerinde, öğrencilerin devam takiplerini sağlamada ve aile ziyaretlerinde görev alacakları belirtiliyor.
MİLLİ EĞİTİMİN ÇOCUK İŞÇİLERİ ÇIRAK ÖĞRENCİLER
MEB, Liseye Geçiş Sistemi (LGS) tercih kılavuzunda değişiklik yaptı. Bu değişikliğe göre öğrenciler ilk nakil döneminden itibaren mesleki eğitim merkezlerini de tercih edebilecek. Yani, 'zorunlu tercih dayatması ile' imam hatiplere gitmek istemeyen 'çocuklar' için; açık lise veya özel okul seçeneklerinin yanına çıraklık eğitim merkezleri ya da yeni adı ile mesleki eğitim merkezleri de eklendi.
Mesleki eğitim merkezlerine giden öğrencileri çalıştıran şirketlere teşvik ödeneceği açıklandı. Öğrenci başına ödenecek teşvik miktarı 6-7 bin TL.
Bu durumun 'örgün eğitimin dışına itilmiş' çocuk işçilerin sayısını daha da artıracağından endişe ediliyor.
'MÜFETİŞİ VAR, TEFTİŞİ YOK MİLLİ EĞİTİM..!'
Milli Eğitim Bakanlığı, tarihinin en denetimsiz, en başı boş dönemini yaşıyor. Yönetmeliklerde yapılan 'yasal dayanağı olmayan, tutarsız' değişiklikler yüzünden teftiş sistemi işlemez hale getirildi.
Birçok kurumda işler el yordamıyla yapılır hale geldi. Öğretmenlerimiz mesleki gelişimlerini artırmak açısından gerekli mesleki rehberlikten mahrum durumdalar.
Acele bazı düzenlemeler yapılarak yayımlanan bir kılavuz ile1960 Maarif Müfettiş mülakat sınavına alındı. Mülakatta başarılı sayılan müfettişler arasından 475'i Bakanlık Maarif Müfettişliğine atandı.
Geçtiğimiz günlerde, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 'Dava konusu kılavuzun bir bütün olarak; 'tamamına' yönelik yürütmenin durdurulmasına karar verdi.
Danıştay kararı uygulanmadığı için teftiş sistemi tam bir karmaşa içinde. Üstelik çok sayıda müfettiş MEB'e maddi ve manevi tazminat davaları açmış durumda.
TALİM TERBİYE KURULU'NA YENİ BAŞKAN
MEB'in 2023 vizyonunu oluşturmaya çalışan Ziya Selçuk, bu kapsamda en cesur hamlesini geçtiğimiz hafta yaptı.
'Dinselleşme' iddiaları ile büyük eleştiri alan müfredatın mimarı olarak konuşulan Alpaslan Durmuş, Talim Terbiye Kurulu (TTK) Başkanlığı görevinden alındı. Durmuş'un yerine eğitimci Prof. Dr. Burhanettin Dönmez atandı.
Değişimin perde arkasında Bakan Ziya Selçuk'un daha bilimsel bir müfredat talebine TTK'nın ayak diretmesi olduğu iddia ediliyor.
Durmuş'un yerine Eğitim Fakültesi mezunu Dönmez'in göreve getirilmesi malûm çevrelerin tepkisine yol açtı. Bu çevreler tepkilerini birçok kanaldan Reis'e ilettiler.
Önümüzdeki günlerde Ziya Selçuk'un milli eğitimin karanlık yüzünü aydınlatmaya çalışan bir Milli Eğitim Bakanı mı,yoksa siyasal iktidarın 'görevini tamamlamış bir vitrin süsü mü' olduğunu daha iyi anlayacağız.