Yerel seçimlerin ardından çok konuşulan iki başlık var, daha doğrusu iki konu. Seçimin en popüler taraflarına özel değerlendirmelerin başlangıcı…

CHP nasıl kazandı? AK Parti neden kaybetti?

Kazanmak nasıl olur, kaybetmenin nedeni nedir? Büyük olayların özetini çıkarabilecek iki küçük soru.

*

Senenin başından beri önüne geçilemeyen yüksek enflasyonla birlikte 10 bin liraya mahkum edilen emeklilerin bu seçimin belirleyicisi olduğu toplumun ortak kanısı. Süleyman Demirel’in unutulmayan ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ tespiti 2024 seçimlerinde yeniden hatırlatıldı. 2023 genel seçiminde çok beklenen toplumsal tepki halkın kararındaki enflasyonla birlikte yerel yönetimlerde sandıktan çıktı.

İyi niyetle belirtmek isterim ki hiçbir parti çöken ekonomi üzerinden ‘Kazandık’ ya da ‘Kaybettik’ naraları atmak istesin… Ülkenin geleceğini, toplumsal refahı, uluslararası gücü zirveye taşıma gayretindeki hiçbir siyasi organ vatandaşını heba etmez, etmemeli. Siyasi uyanışa neden olan ekonomik krizin bir an önce atlatılması ilk hedef olmalı. Fakat çetin Anadolu topraklarında hiçbir atılım siyasetsiz yapılmıyor! Belli ki ekonomi de siyasi bir sarı kartla toparlanacak.

*

Ekonomik dar boğazda sıkışan muhalif emekliler yaptıkları eylemlerle seçim sürecinde taraflarını ilan etmişlerdi. Bir de emeklinin sessiz kesimi var… Daha önce AK Parti’ye oy veren, bu seçimde de vermek isteyip geçimin zorluğu, faturaların ağırlığı ile emekli maaşının yetersizliği arasında boğulan, ömrünü ülkesi için çalışarak harcayan insanlarımız var.

2019 - 2024 yerel seçimleri ile 2023 genel – 2024 yerel seçimlerini karşılaştırdığınızda sandığa gitmeyen kesimi sessiz emeklilerimizin oluşturduğunu görebiliriz. Oy vermek kadar vermemek de bir tercih…

İşte gönülden desteklese de sandığa gitmeyen AK Parti’nin emekli seçmeni siyasette kullandığımız ‘dip dalga’ teriminin aksine yeni bir kitle oluşturdu.

Sessiz seçmen tavrını ‘seçmemekten’ yana ortaya koyarak AK Parti’yi birincilikten indirdi. Genel merkezin alacağı ilk ders buradan başlıyor. Çünkü yeni seçmenini değil eski seçmenini küstürmek sorunun büyüklüğünü gösteriyor. Tepki kökten geliyor…

*

Emeklilerimizin ve ekonomik tepki gösteren seçmenimizin duruşunun yanı sıra artık birinci parti olan muhalefetin muhaliflerinin direttiği bir konu var. CHP o kadar da başarılı değil!

CHP’nin hakkını teslim etmemek bugünden itibaren hiçbir partiye oy veya üye kazandırmaz. Şunu görmek gerek ki iktidarda tecrübesiz veya yetersiz görülen CHP bir yıl sonra yapılan yerel seçimlerde belediyecilik tecrübeleriyle ilerledi. Demek ki büyükşehirleri kazanmak, hizmetlerin ve politikaların tanıtılması için doğru bir başlangıçmış.

Tam karşısındaki AK Parti ise kendi seçmenini küstürerek, gelir dağılımında ve hukukta adaletsizliği perçinleyerek, ülkenin eksiklerini büyüterek, ılımlı ve liberal bir duruştan sert ve ayrıştırıcı bir dile geçti. Ekonomik kriz ise bu sertleşen politikanın faturası oldu. Faturayı gören seçmen de rest çekti!

*

AK Parti de, CHP de, İYİ Parti de, MHP de, DEM de hatta genel seçimden sonra oy oranı yüzde 2’ye bile yaklaşamayan ama devşirme vekil çıkaran küçük partiler de uzun zamandır hesap kitap uğraştığı siyasetin olgunlaşan meyvelerini topluyor… Bundan sonra daha çok ismin katılacağı siyasette hizmet ve üretkenlik ‘kitle’leri yıkabilir.