Ülkemizi yasa boğan deprem felaketinin acıları artarak sürüyor. Felaketin yansımaları toplumun her kesiminde en ağır boyutu ile yaşanırken eğitim sistemimiz bir kez daha altüst oldu.
Dünyada böylesi afetlerde kesintisiz sürdürülmesi için en fazla mücadele edilen ve kapatılması en son düşünülen kurumlar eğitim kurumlarıdır. Türkiye'de ise ilk vazgeçilen maalesef eğitim oluyor.
'BEN YAPTIM OLDU' MANTIĞI!...
Yaşanan felaket karşısında ilk aşamada tüm üniversitelerin bahar dönemi başlangıç tarihleri ertelendi. Ardından KYK yurtlarının depremzede yurttaşlara tahsisiyle tüm üniversitelerde eğitimin uzaktan yürütüleceği duyuruldu.
Barınma sorununu ortadan kaldırmak için gerekli ve etkili çözümler araştırılmaksızın, depremden etkilenen yurttaşlarımızın üniversite yurtlarına yerleştirilmesi, bunun için yurtlarda kalan öğrencilerin apar topar tahliye edilmesi kararı, hem güncel hem de geleceğe yönelik sonuçları bakımından doğruluğu çok tartışılacak bir karar.
YÖK'e kayıtlı üniversite öğrenci sayısı: 8.196.959 kişiyken678.763 öğrenci KYK yurtlarını kullanıyor.Bu verilere göre depremzedeler için birçok konaklama olanağı varken üniversite öğrencilerinin eğitim öğretim ve barınma haklarının ötelenmesi çok acele verilmiş bir karardır. Üstelik,öğrenci yaşamına göre planlanmış olan üniversite yurtları, büyük bir travma yaşayan ailelerin asgari yaşam gereksinimlerini karşılayacak düzen ve donanıma sahip değildir.
Mağdur ailelerimizin barınma sorununu çözmek için öncelikle, kış sezonunu yaşayan oteller, kurumsal kamp, lojman ve misafirhaneler, birçok şehre yayılmış boş konut ve sitelerin kullanımı gibi gerçekçi ve rasyonel çözüm alternatiflerinin ivedilikle değerlendirilmesi gerekirdi.
1,5 YILLIK ÜNİVERSİTE EĞİTİMİ…
Pandemiden sonra şimdi de deprem nedeniyle uzaktan eğitime geçilmesi, zaten çeşitli sorunlarla boğuşan ve bilimsel niteliği düşen üniversitelere büyük bir darbe vuracaktır.
2019 yılından bu yana önce salgın sonra deprem nedeniyle neredeyse sürekli uzaktan eğitim yapılıyor. 2019 yılında üniversiteye giren çocuklarımız üniversite yaşamları boyunca sadece 1,5 yıl yüz yüze eğitim almış olacaklar.
Bu karar alınırken, uzaktan öğretime zorlanan öğrencilerin kaçının internet erişimine ve bilgisayar olanağına sahip olduğunun hiç düşünülmediği anlaşılıyor.
Yurtlardan tahliye edilen öğrenciler arasında ailesi depremzede olan öğrenciler de var. Bu öğrencilerin çoğunun yurtlarından çıkıp dönecekleri bir evleri bile bulunmuyor. Bazılarının yurttan çıktığı andan itibaren eve gidecek parası var mı belli değil.Bu açıdan alınan kararın depremin sonuçlarını ortadan kaldırmaya yeterince hizmet etmediği açıktır.
Geçmişte ve bugün yaşadığımız, tüm doğal felaketlerin temelinde akılcı ve bilimsel eğitim yolundan uzaklaşan, bilimsel verileri ciddiye almayan cehalet yatmaktadır.Durum somut olarak ortadayken, çözüm üretmek için önceliğimiz eğitimi feda etmek olmamalıdır.
Üniversitelerimiz en kısa zamanda yeniden yüz yüze eğitime açılmalıdır.Çünkü,eğitimi feda etmek ülkenin geleceğini yok etmektir…
Bu ülkenin bir kuşağı daha kaybetmeye tahammülü yoktur…
EĞİT-DER GENEL KURULU…
Eğitimciler Derneği (EĞİT- DER) Eskişehir Şubesi Olağan Genel Kurulu geçtiğimiz cumartesi günü yapıldı.
12 Eylül 1980 darbesinin ilk saldırı hedeflerinden biri de faşizm ve emperyalizm karşıtı demokratik öğretmen hareketinin örgütü TÖB-DER'di.
Bu süreçte binlerce öğretmen görevden alındı, işkenceden geçirildi, sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandı. Yine binlerce öğretmen sürgün ve soruşturmalara uğradı.Bu karanlık dönem yaklaşık 8 yıl sürdü….
1986 yılında TÖS ve TÖB-DER deneyiminden gelen öğretmenler o günkü koşullara denk düşen yeni bir başlangıç olarak abece Dergisi'ni çıkarmaya başladılar. Bu derginin 2 yıl süren faaliyeti yeni dönem örgütlenmelerin öncüsü oldu.
16.02.1988 yılında, EĞİT-DER kurularak yeni bir örgütlü mücadele dönemi başladı. Dernek kurma ve üye olma hakları engellenen öğretmenler EĞİT-DER' e fahri üye olarak örgütsüzlük yıllarına son verdiler ve günümüze kadar demokratik öğretmen hareketinin'yorgun ama onurlu'bir parçası olmayı sürdürdüler.
Cumartesi günü yapılan genel kurulda EĞİT-DER Eskişehir Şubesinin yeni yönetimi aşağıdaki gibi belirlendi; Emin Dağlı, Bekir Konuk, Muzaffer Deveci, VecdetEryıldırım, Atilla Çakır.
Demokratik,laik, bilimsel ve kamusal öncelikli eğitim için mücadele eden tüm eğitim emekçilerini saygıyla anarken; kurulduğu ilk günlerden itibaren üyesi olmaktan onur duyduğum EĞİT-DER'in yeni yönetimine başarılar dilerim, …