“YEREL YÖNETİMLER DEMOKRASİNİN BEŞİĞİDİR”

Türkiye, Mayıs 2023'te yapılan genel seçimlerin antidemokratik sonuçlarının şokunu henüz atlatamadan, 'Yerel Seçimler' sürecine girdi. Şunun şurasında 6 aylık bir zaman kaldı.
Bu durumda yerel seçimlerin önemi bir kat daha artmış durumda. Onun için duyarlı yurttaşların böylesi bir seçim sürecini yakından izlemesi gerekiyor.
Biz de KESİT köşemizin geleneksel akışı içinde oluşturacağımız 'Yerel Seçimlere Doğru' başlıklı yazı dizisiyle 'Yerel Yönetimler ve Yerel Seçimler' ile ilgili bilinçlerimizi ve umutlarımızı birlikte tazelemeye çalışacağız.
Bilim ve demokrasi ilkeleri doğrultusunda oluşturacağımız bu yazılarda 'Yerel yönetimlerin uluslararası ve ulusal boyutundan Eskişehir'deki boyutuna' uzanan değerlendirmeleri birlikte irdeleyeceğiz.
*****
Benim bu konuyla ilgim, 1987- 1988 döneminde Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi (TODAİE)'nde katıldığım 'Kamu Yönetimi Uzmanlık Programı' nda aldığım teorik bilgilere, kamu yönetimindeki 30 yıllık deneyime ve 27 yıldır sürdürmekte olduğum köşe yazarlığı birikimine dayanıyor.
Bu bağlamda, 2018 yılında Tepebaşı Belediyesi tarafından basılan 'Belediyelerin Eğitimdeki Yeri ve Kent Enstitüleri' isimli kitabımın güncelleştirilen bilgileri ana kaynağımız olacaktır.
ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERDE YEREL YÖNETİMLERİN YERİ VE ÖNEMİ
Günümüzde bilim ve teknoloji alanındaki değişen koşullara bağlı olarak uluslar ve devletler birbirleriyle daha hızlı ve daha etkin iletişim kurabilmektedir.
Bu iletişimi gerek ikili ve gerekse çoklu sözleşmelerle sürdüren ve belirli konularda birbirlerine taahhütte bulunan devletler için uluslararası sözleşmelerin önemli bir yeri vardır.
Bilindiği gibi usulünce onaylanmış Uluslararası Sözleşmeler iç hukuk kuralıdır.
Konumuzla ilgili gördüğümüz Uluslararası Sözleşmeler şunlardır:

  • İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi:

'Dünya insanlığının Anayasası' olarak kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 21. maddesinde tanımlanan 'Yönetime katılma, kamu hizmetlerinden yararlanma, seçme ve seçilme hakları', konumuzun 'Yerel Yönetimler' boyutunun temel hukuksal dayanağıdır.

  • Yerel Yönetimler Evrensel Bildirgesi:

' Dünyanın dört bir yanında Yerel Yönetim ilke ve uygulamasını sağlam bir biçimde yerleştirmek…' amacıyla Uluslararası Yerel Yönetimler Birliği tarafından 1985 yılında kabul edilmiştir.

  • Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı:

Avrupa Konseyi'nin yerel yönetimler konusunda çok önemli bir uluslararası hukuk belgesi olan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, yerel yönetimlerle ilgili olarak yaptığı 'kavram, terim ve işleyiş tanımları' ile de çok değerli bir başvuru kaynağı niteliğindedir.

  • Gündem 21, Yerel Gündem 21 ve Kent Konseyleri:

1992 Rio Konferansı'ndan başlayarak, 1996'da İstanbul'da gerçekleştirilen Habitat-II Kent Zirvesi'ne kadar uzanan BM Konferansları'nda alınan kararlar:
Yerel düzeyde 'Sürdürülebilir Kalkınma'ya yönelik katılımcı eylem planlaması sürecinde, demokratik yerel yönetişim ve küresel ortaklık ilkelerinin yerel izdüşümlerinin tüm dünyada kabul görmesini ve yaygınlaşmasını sağlamaya yönelik uluslararası dayanakları oluşturmuştur.
ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERDE YEREL YÖNETİMLERLE İLGİLİ ORTAK HÜKÜMLER
Uluslararası Sözleşmelere göre:

  • 'Yerel yönetimler, ülkenin yönetim sisteminin bütünlüğü içindeki özerk kurum ve kuruluşlardır.'
  • 'Merkezî yönetim, yerel yönetimlerin uyması gereken temel kuralları, strateji ve hedefleri belirler.'
  • 'Yerel yönetimlerin kuruluş ilkeleri, görev ve yetkileri, gelir sistemleri yasama organı tarafından belirlenir. Yerel yönetimler doğrudan uygulayıcıdır.'

Uluslararası belgelerde yerel yönetimlere atfedilen ortak nitelikler şöyle özetlenebilir:

  • 'Katılımcılık ve çoğulculuk' demokrasinin temel ilkeleri olarak kabul ediliyor ve bu bağlamda 'Yerel yönetimler demokrasinin beşiğidir…' deniliyor.
  • 'Yerinden yönetim' uygulamalarının daha işlevsel ve verimli olduğunu ortaya konularak, 'Yerel yönetimlerin görev ve yetkilerinin artırılması' öneriliyor.
  • Diğer yandan, 'Yereldeki toplumsal yatırımların ve hizmetlerin merkezi hükümetlerce değil, yerel yönetimler tarafından gerçekleştirilmesinin maliyet ve verimlilik açısından daha avantajlı olduğu…' bir yönetim bilimi gerçekliği olarak çoğunlukla kabul ediliyor…

Bu bağlamda, gelişmiş ülkelerdeki toplumsal yaşam içinde yerel yönetimlerin ağırlıkları giderek artıyor.
Bu görevlerin önemli bir boyutu da siyasal partileri, demokratik toplum kuruluşlarını (sendikalar, meslek kuruluşları, dernekler) ve duyarlı yurttaşları ilgilendiriyor.
DEMOKRATİK YEREL YÖNETİMLER, DİKTATÖRLERİN KORKULU RÜYASIDIR
Dünya demokrasi tarihinin önümüze serdiği bazı acı gerçeklerden ders çıkarmak zorundayız.
İster dünya demokrasi tarihine 'kara leke' olarak geçen; 'Hitler, Mussolini, Franco, Salazar, Saddam Hüseyin, Kaddafi, Milosevic gibi yok olan diktatörlerin yaptıklarını inceleyin...
İsterseniz 'çağdaş diktatör (!)' olarak günümüz dünyasının bazı ülkelerinin tepesinde sallanan tek adamların uygulamalarına bakın...
Ortak özellikler olarak öncelikle şunları görürsünüz:

  • Yerel yönetimleri baskıları/ güdümleri altında tutmak...
  • Ülkelerindeki etnik ve dinsel kimlikleri kışkırtmak...

Mayıs 2023 seçimlerinden sonra ülkemizde yaygınlaştırılan 'Eyy Güzel İstanbul...' nağmeleri sizi endişelendirmiyor mu?..
Ülkemizin demokrasi beşiklerini güçlendirmek zorundayız.
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla, birlikte...