Apartmanın ikinci katından, küçük bir kız çocuğu düşüyor yere.

Kaldırımda yürüyen adam sesi duyunca arkasına dönüp bakıyor.

Çocuğun düştüğünü ve yerde kıpırtısız yattığını görüyor.

Sonra, sanki yere herhangi bir şey düşmüş gibi, yürüyüp gidiyor.

***

Ne oldu bize böyle?

Nasıl bu kadar duyarsızlaştık sosyal, toplumsal olaylara; insanlara…

Her şeye.

***

Bir film izlemiştim:

'Yitirdiğimiz Şeyler'

Things We Lost İn The Fire.

Yönetmeni Susanne Bier'di.

Halle Berry oynuyordu filmde.

Güzel Halle Berry..

ABD Güzellik kraliçesi Halle.

Koyu tenli, minyon.

Tıpkı karım gibi.

Neyse geçelim şimdi bunu.

Karıma söz vermiştim, yazılarımda ailemizden söz etmeyeceğime.

***

Filmde, Audrey'in kocası Steven Brian Burke, çocuklara dondurma almaya çıkıyor.

Tam da karısı, Audrey (Halle Berry)le sevişecekken.

'Baba,' diye sesleniyor kızı.

Devam etmesini istiyor karısı.

Ama Brian,

'Hayır,' diyor, 'çocuklara dondurma sözü verdim. Onlara dondurma alıp geleceğim. Sen böyle kal. Dönünce devam edeceğiz.'

Ama dönmüyor.

Çünkü dondurmalar elinde, marketten çıktığı sırada karısına şiddet uygulayan birini görüyor.

Kadını adamın elinden kurtarıyor.

Buna çok kızan adam, silahını çıkarıp Brian'ı öldürüyor.

***

Bu film.

Bunu biliyorum.

Ama…

Şimdi günümüzde kaç kişi müdahale eder, böyle bir olayla karşılaşsa?

Hiç.

***

Erdal Atabek'in 'Zekanın Yeni Boyutları' adında bir yazısını okumuştum.

Atabek, zekayı sınıflandırıyordu yazısında:

'Akademik zeka', 'duygusal zeka', 'sosyal zeka'.

'Akademik zeka, sayısal-sözel becerilerin alanıdır,' diyordu.

Zeka olarak da sadece akademik zekanın bilindiğini anlatıyordu.

En dikkate değer olanı, 'duygusal zeka'ydı.

Yani farkındalık.

***

Anne babalar çocuklarıyla övünmeyi sever:

'Çok zeki.'

Yok ya!

'Evet. Bütün dersleri pekiyi. Takdir belgesi aldı.'

Peki ya 'duygusal zeka'?

Farkında mı çevresinde ne olup bittiğinin?

Cesedi karaya vuran mülteci çocuktan haberi var mı?

Ortadoğu'daki savaşlarda ölen çocuklardan, kadınlardan; yaşlı genç yüzlerce, binlerce insandan?

Şehit sayımızın kaça ulaştığından haberi var mı?

Farkında mı bütün bunların?

Ya siz?

Siz farkında mısınız?

Sanmam.

***

Ne oldu bize böyle?

Nasıl bu kadar duyarsızlaştık?

'Duygusal zeka'mızı mı yitirdik; daha çok tüketim, daha çok para, daha çok gösteriş, daha çok 'ben' derken?