Bu konuya Eskişehir’den baktığımızda her zaman mümkün olduğunu görüyoruz.
Çünkü Eskişehir’in tarihsel birikimine baktığımızda, bu maya bu şehirde var. Yani burası laik, demokratik ve cumhuriyetçi bir geleneğe ve mirasa sahip bir şehir.
Politika/siyaseti bu bilgiler üzerine kuran politikacılar ve siyasetçiler genelde hep başarılı olmuşlardır. Örneğin, yatırımları yer altına yapan Selami Vardar 2 dönem, yer üstüne yapan Prof. Dr. Yılmaz Büyükserşen beş dönem, yani 25 yıl büyükşehir belediye başkanlığı yaptı.
Rahmetli Selami Vardar ve Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in neler yaptığını herkes bilir ve takdir eder. Yılmaz Hoca’nın yamadıkları da muhakkak vardır bunu da hocaya sormak lazım aslında.
Neyse konumuz, 23 yıldır ülkeyi tek başına yöneten AK Parti iktidarı ve onun genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi nereden nereye getirdiği ortada iken, 23 yıldır neden hep kazandığı, muhalefetin neden kazanamadığı üzerine, belki nasıl kazanabileceği üzerine.
Şimdi diyeceksiniz ki, 2024 yerel seçimlerinde AK Parti kaybetti, kaybetti ama genel iktidar halen AK Parti elinde ve normal olarak seçimlerin yenilenmesine 4 yıl var. Üstelik CHP Türkiye genelinde büyük bir başarı kazandı ama şimdilik bu zafer değil.
Eskişehir ise, başından beri sonucu belli olan bir seçimi büyük farkla kazandı, aslında buna zafer diyebiliriz.
Bu zaferin mimarları ise Eskişehir halkıdır. Bu zaferin mimarı, laik, demokratik ve cumhuriyetçi halk ve birleşik muhalefet oluşturma becerisini gösteren sivil toplum kuruluşları, parti tabanlarıdır ve ayrıca Ayşe Ünlüce’nin de çok özel bir payı var.(bunu ileriki zamanlarda konu ederiz)
Bütün şehir, şehrin menfaattarı için birlikte düşünme becerisini ve birlikte oy kullanma becerisini ortaya koydu.
Bunu nereden anlıyoruz?
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, muhalefetin tek adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Eskişehir’den %55,4 oy aldı.
2024 Yerel seçimlerinde Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce seçime katılım oranının düşük olmasına rağmen 75 bin oy farkı ile %51,03 oy oranı ile seçimi kazandı. Üstelik bütün muhalif partilerinde karşına aday çıkarmasına rağmen.
2023 CHP’nin Eskişehir genel seçim oy oranının %34,06 olduğunu söylersek daha iyi anlaşılır.
Muhalefet partilerinin Ayşe Ünlüce karşısına aday çıkarıp neyi ispatladıkları da meçhul aslında.
Genel seçimlerde Eskişehir muhalefetinin toplam oyu %59, yerel seçimlerden üzerinden baktığımızda, Eskişehir’de muhalefetin oyu %61,5. CHP’nin oyu ise %51 olduğuna göre, diğer muhalefet partilerinin toplam oyu %10,5.
Azımsanacak bir rakam değil.
…
Konumuza yani “birleşik toplumsal muhalefete” dönersek;
Daha önceki yazılarımda da bahsettim, “birleşik toplumsal muhalefet” toplumun tüm muhalif parti ve kesimlerini ifade ediyor. İçinde CHP, İYİ Parti de var, Saadet Partisi, Zafer Partisi de, Yeniden Refah Partisi de var, DEM Parti ve diğer sol muhalif partiler de var. Bu partilerin azımsanmayacak bir oy gücü var, birlikte olduklarında her şey değişebilir.
Muhalefeti bir araya toplama çalışmaları daha önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından denendi. 6’lı masa diye bir ittifak kuruldu ve yine hepinizin bildiği gibi sonuçları ortada. Başarısızlığın nedenleri üzerine çok gidilmedi, suçu Kılıçdaroğlu’na yıkıp herkes ortalıktan kayboldu.
Oysa “birleşik toplumsal muhalefet” genel merkezlerden değil, yerelden başlayarak örgütlenmeliydi. Parti genel merkezlerdeki oligark yapılar, kendi dertlerine düştükleri için bunu göremediler.
Öyle olunca da muhalefet adına seçimler kaybedildi.
CHP’de başlayan sınırlı bir değişim bile yerel seçimlerde başarı getirdi. Tüzük değişikliği bu değişimi daha da güçlendirebilir. Genel seçimin zaferinin işaret fişeği olabilir.
Ancak, “birleşik toplumsal muhalefeti” de bir araya getirmek şartıyla.
Nasıl olacağını söyledik, yerelden güven veren siyasetçiler ile işe başlayarak.
Bir araya gelmek için o kadar çok neden var ki!
Toplumun %85’inin ekonominin çok kötü yönetildiği söylemesi,
Yüksek hayat pahalılığı ile kıvranan16 milyon emekli ve 16 milyon emekçinin “kaynak yok” diye açlık sınırının altında ücrete layık görülürken, zengin şirketlere getirilen vergi afları,
Gelir eşitsizliği, hukuk, eğitim, çevre katliamı ve talanı, göç ve daha birçok neden.
CHP şu an, 2024 yerel seçimlerini kazanan Türkiye’nin 1. Partisi ve en büyük muhalefet partisi ise, iktidarı hedefliyorsa, “birleşik toplumsal muhalefetin” öncüsü yönlendiricisi ve toparlayıcısı olmak durumunda.
Bir kez daha söyleyelim, “birleşik toplumsal muhalefet” e yerelden başlayarak ve güven veren cesur siyasetçilerle olur.
Bunun örneklerini Eskişehir’de görüyoruz.
CHP genel başkanı Özgür Özel’in “Meclis’te ve Meydanlarda Çok Sert Bir Muhalefet Yapacağız” sözleri ardından CHP İl Başkanı Talat Yalaz’ı tüm emeklilerin yaptığı basın açıklamalarında, yürüyüşlerinde, işçilerin eylemlerinde, hayvan hakları basın açıklamalarında, yürüyüşlerinde, madene hayır yürüyüşlerinde hep gördük, hepsinde de destek konuşmalarına şahit olduk.
CHP İl Başkanı Talat Yalaz’ı, CHP’nin 3 milletvekili ile birlikte, Alpagut halkı bilgilendirme (bilgilendiremediler) toplantısında da gördük. Burada ayrıca, İYİ Parti, Saadet ve Zafer Parti, DEM, Sol Parti ve diğer sol parti yetkililerini gördük. Birleşik toplumsal muhalefetin en iyi örneği. Amaç; toprağa, suya, havaya sahip çıkmak.
Talat Yalaz’a hayvan hakları basın açıklamasındaki söylemleri üzerinden soruşturma bile açıldı. Ama Talat Yalaz asla geri adım atmadı. Bu toplumun tüm muhalif kesimlerince takdir edildi ki, partisinin önünde yaptığı basın açıklamasında, adliye önünde yaptığı basın açıklamasında partili, partisiz, başka parti üyelerince, Özgür Özel’i bile kıskandıracak şekilde yoğun kalabalıklarla desteklendi.
Böyle olunca, toplumsal muhalefet katmanlarına katılım artı, her kesimin kendini ifade edebildiği zengin ve kayda değer fikir ve eylemler ortaya çıktı. Toplumsal karşılığı yok denecek kadar az olan siyasi düşünce ve yapılar bile işin içinde olmayı, enerji katmayı kendilerine görev saydılar. İyi de yaptılar.
Neden?
“Birleşik toplumsal muhalefetin” gücü ile beliren umudu görmeye başladılar.
Bu iyi bir şey.
CHP’nin kurumsal olarak tüm muhalefet hareketlerini desteklemesi, tabanını ve üyelerini meydanlara alıştırması da çok iyi bir şey.
Ancak eksik olan yine de bir şeyler var!
CHP’den aday gösterilip CHP oyları ile seçilen belediye başkanlarına da “birleşik toplumsal muhalefetin” geliştirilmesi konusunda epey görevler düşüyor. (…)
Belediye başkanlarının halka hizmetinin ve başarının oya dönüşmesi yanında, halkın yanında politik mücadele vermesi de gerekmektedir.
Çünkü CHP değişiyor.
“CHP değişirse Türkiye değişecek”
Ne zaman?
Yapılacak olan, “en erken, erken seçimle”!
Kimlerle?
16 milyon emekli ve 16 milyon emekçiyle, üretimden vazgeçmek üzere olan çitçi-köylüyle, işsizle, kısaca halkla.
Kimlerle?
“Birleşik toplumsal muhalefet” ile
Mümkün mü?
Mümkün,
Diğer muhalefet partilerinin ve toplumsal muhalefetin de CHP’ye güvenmesiyle.