MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “CHP Genel Başkanı’nın mahkeme kapılarında bir avuç MHP düşmanıyla esip gürlemesi batık gemileri gibi sallanması tek kelimeyle yüzsüzlüktür,”

“Özgür Özel sana diyorum, iddiaların aynen şahsın gibi çürüktür, bastığın yaş tahta, bindiğin patlak lastikli dolmuş, tutsağı olduğun tezvirat cambazlığı seni hiçbir yere götürmeyecektir,” diyordu.

Sonra ne oldu, aynı Bahçeli, Özgür Özel’e, “üzülme bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor, siyasetin gereği olarak,” diyor.

Ne diyelim? Hangi sözlerin samimi ve inandırıcı olduğuna sizler karar verin.

***

Şimdi; Metropol Araştırma şirketinin, Türkiye’nin Nabzı Eylül 2024 araştırmalarına göre ‘Siyasetçiye ne derece güveniyorsunuz?’ diye sorulmuş. Katılımcıların %46,8’i ‘hiç güvenmiyorum’, %27,2’si ‘güvenmiyorum’ demiş. Toplamda %74 siyasete güven yok.

Politikacı/siyasetçiye güven duyup, duymama meselesi Türkiye’nin olduğu kadar dünyanın da sorunu. Bu sorun ülkelerin geçmiş tarih ve kültür birikimi biçimiyle ilgili olsa da değişen dünya ve ülke koşulları da durumu çok etkiliyor.

En başında sorulması gereken soru, insanlar birbirine güveniyor mu?

Tabii bu duruma araştırmalarla bakmak lazım.

Dünya Değerler Araştırması Beşinci Dalga (2005-2009) ve Altıncı Dalga (2010-2014)’nın her ikisinde de bulunan 29 ülkenin verilerinin ortalaması kullanılarak çıkan tablo aşağıda.

Kişiler Arası Güven. 100 kişi içinde kaç kişi “Çoğu insana güvenebilirim” diyor?

Kaynak: Dünya Değerler Araştırması Beşinci Dalga (2005-2009) ve Altıncı Dalga (2010-2014)’nın her ikisinde de bulunan 29 ülkenin verilerinin ortalaması kullanılmıştır.

Dünyada 29 ülke içinde birbirlerine en düşük düzeyde güvenen ülke insanları; Gana, Peru ve Türkiye diye sıralanıp gidiyor. Yüksek düzeyde birbirine güvenen ülkelerin insanları ise; İsveç, Çin ve Yeni Zelanda.

Bizi kıskanan Almanya bile en iyiler arasında.

İnsanların birbirlerine güven duygusunun azalmasının nedenleri, araştırmanın içinde ana başlıklar şöyle sıralanmış:

Kentleşmenin çok hızlı olması, hukukun üstünlüğünün sağlanamaması, gelir dağılımının bozuk olması ve din faktörleri olarak özetlenmiş.

***

Konumuzun başına yeniden dönersek, politikacı/siyasetçiye güvenin neden az olduğunu irdelediğimizde, aslında “önce insanların birbirine güvenine” bakmak gerektiğini yukarıdaki araştırmadan öğrenmiş olduk.

Bu konuya nereden geldim?

Son günlerde arkadaş sohbetlerinde, üzerinde tartıştığımız bir konu olan “yalan konuşma” meselesi var.

Bir insanın bir konudaki söylemine her zaman inanılması gerektiğine inananlardanım. Ancak bunun böyle olmadığını, kimseye inanılmaması gerektiğini söyleyen birçok arkadaşım oldu. Bu durum beni şaşırttı, böyle konularda “saf” olmamak gerektiğini belirttiler. Araştırma yapmak gereğini duydum.  Elde edilen verilere dayalı gerçekler beni de düşündürdü.

Tabii konu dönüp dolaşıp her zamanki gibi, politika/siyaset konusuna gelince, bir de bu yönünü araştırayım dedim.

Yine dünyadan bir araştırmaya bakalım önce;

İnsanlar birbirine güvenmezse, tabii ki politika/siyasetçiye de güven olmaz.

Bu sadece bize de has değil, dünyada durumun böyle olduğunu aşağıdaki tablo açıklıyor.

Kaynak: Ipsos Araştırma Şirketi

Dünyada, en güvenilmeyen meslek olarak politikacı/siyasetçiler öne çıkmış, bilim insanları en güvenilir olarak çıkmış.

Bizde ise, en güvenilmeyen meslek olarak yine politikacı çıkarken, bilim insanları en güvenilir meslekler çıkmış. Tablo aşağıda, dikkatlice bakılırsa daha birçok ilginç sonuçlar okunabilir. Türkiye’de din adamlarına, haber sunucularına ve gazetecilere de güvenin kalmadığı anlaşılıyor.

***

Sonuçta politika/siyasete güvenin dünyada olduğu gibi Türkiye’de olmadığı ortada.

Peki, dünyayı ve Türkiye’yi politikacı/siyasetçiler yönetmiyor mu?

Öyleyse, hem güvenmiyoruz, hem de yönetmelerine izin veriyoruz!

Ortada garip bir durum yok mu?

Kaynak: Ipsos Araştırma Şirketi