Nasrettin Hoca'yı karısı,
'Herkes değirmene buğday götürüp öğütüyor. Sen de götür!' diye durdurmuyormuş
'Yahu kadın!' diye öfkeleniyormuş Hoca. 'Yarım çuval buğdayın var. Yarım çuval buğdayla değirmene gidilir mi?'
'Ben anlamam! Herkes değirmene gidiyor. Sen de git!'
Hoca çaresiz, yarım çuval buğdayı sırtlanıp düşmüş değirmenin yoluna.
Az gitmiş uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş. Bir de varmış ki değirmene…
Değirmenin önünde bir sıra bir sıra…
Oflayıp puflayarak o da yarım çuval buğdayını sıranın sonuna koyup beklemeye başlamış.
Ha bekle de bekle…
Herkesin üç beş çuval buğdayı olduğu için Hoca'nın yarım çuval buğdayına bir türlü sıra gelmiyormuş.
Hoca'nın canı sıkılmaya başlamış.
Sağa bakın sola bakın…
Çakıl taşlarını tekmele…
Boşluğu tekmele…
Ellerini cebine sokup kendi kendine ıslık çal…
Derken…
Önündeki çuvallardan birer avuç birer avuç buğday alıp kendi çuvalına koymaya başlamış.
Bunu görenler ellerinde sopayla koşup gelmişler.
'Hoca ne yapıyorsun sen!' demişler.
'Ben ne mi yapıyorum?' demiş Hoca. 'Ben deliyim! Ben ne yaptığımı biliyor muyum?'
'Yahu Hoca, madem delisin, neden hep bizim çuvallardan alıp kendi çuvalına koyuyorsun? Arada bir de kendi çuvalından alıp bizim çuvala koysan ya?'
'Evladım,' demiş Hoca. 'Ben sadece deliyim, salak değilim!'
***
Adamın arabasının lastiği patlamış.
Arabadan inip eli cebinde epey düşündükten sonra…
Çekici çağırsa şu para, usta çağırsa bu para…
Kendi ne güne duruyor?
Erkek milleti zaten doğuştan ustadır.
Hepsinin, evin kıyısına köşesine sıkıştırılmış bir alet çantası vardır mutlaka; çantanın içi de hayatlarında hiç kullanmayacakları ıvır zıvırla doludur. Mesela tesisatçının atıp yahut da unutup gittiği contalar, somunlar…
Kollarını çemreyip…
Kriko, stepne, bijon anahtarı…
Sökmüş tekeri.
Tam yedek tekeri takacağı sırada bijonlar yuvarlanıp mazgala düşmüş.
Mazgalı bir sağından yoklamış bir solundan…
Mazgal açılacak gibi değil.
Eğilip bijonlara bakmış.
Bijonlar da gözükmüyor.
Kaldırıma oturup başını avuçlarının arasına almış.
Ne yapacağını düşünürken,
'Birader,' diye biri seslenmiş.
Başını kaldırıp bakınca…
Demir parmaklıklı pencerenin gerisinden kendine bakan adamı görmüş.
'Bak sana bir akıl vereyim,' demiş adam. 'Diğer üç tekerden birer bijon söküp o tekere tak. Üç bijonlu tekerler seni en yakın lastikçiye kadar götürür.'
Hemen diğer tekerlerden birer bijon söküp yedek tekere takan adam,
'Abi ora hapishane mi?' diye sormuş demir parmaklı pencerenin arkasındaki adama.
'Yok, tımarhane bura!' demiş adam.
'Yok ya! E sen niye oradasın abi?'
'Birader,' demiş adam. 'Ben deliyim, salak değilim!'
***
'Coşmuş olan bir ekonomimiz var. Hakikaten çok güzel sonuçlar aldığımız bir ekonomimiz var. Yılsonu geldiğinde Türkiye'nin rakamları dünyada parmakla gösterilecek'
***
'Cumhuriyet döneminde tarımdan uzaklaştık. Son 9 yılda ise tarımsal üretim değeri ve hasıla açısından Avrupa'nın bir numarasıyız.'
***
'Türkiye ekonomisi temmuz-ağustos-eylül aylarını kapsayan üçüncü çeyrekte yüzde 11,1 gibi rekor düzeyde büyüdü. Gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) üçüncü çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 11,1 arttı.'